0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr

Asgari ücret görüşmelerine dair açıklamamızdır: Krizin faturasını da, salgının hesabını da patronlar ödesin!
Asgari ücret görüşmelerine dair açıklamamızdır: Krizin faturasını da, salgının hesabını da patronlar ödesin!

Türkiye işçi sınıfının bütününü ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri devam ediyor.

Bugüne kadar patronların çıkarları dışında bir şey düşünmeyen AKP iktidarının, bu görüşmeler sonucunda bir sürpriz yaparak emekçilerin lehine bir karara imza atmasını kimse beklememelidir.

Ekonomik krizin zirve yaptığı dönemde pandemi kararları kapsamında ücretsiz izne çıkarılan işçileri günlük 39 liralık sefalet ücretine mahkum edenin AKP olduğunu unutmayalım. Kısa çalışma ödeneği ile patronlara kıyak geçen, işsizlik fonundaki paraları patronlara aktaran, pandemi döneminde krizin faturasını işçilerin sırtına yıkan bir iktidarın ülkedeki tüm maaşların belirlenmesinde etkisi olan asgari ücret zammını minimumda tutacağı açıktır.

“Evimize ekmek götüremiyoruz” diyen yurttaşa “Abartı buluyorum al şu keyif çayını iç” diyen Cumhurbaşkanı  ve “yoksulluk sorunu ortadan kaldırdık” diyen Çalışma Bakanı insanlarımızın gözünün içine baka baka yalan söylemektedir.

Dolayısıyla, asgari ücret bahsinde de karşımıza çıkarak pişkince “neyinize yetmiyor” diyeceklerdir.

Pandemi dolayısıyla fiili olarak asgari ücreti yarıya indireceksiniz, sonra da enflasyona göre bir rakam belirledik diyeceksiniz. Patronların temsilcisi AKP iktidarının bu sene emekçilere oynayacağı oyun tam da budur.

Ancak bunları yutmayız. Hiçbir emekçi kardeşimize yutturmanıza da izin vermeyeceğiz. Patronlar ve emperyalist şirketler ile el ele vererek işçilerden çaldıklarınızı geri verin!

Hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk altında yaşamaya mecbur bırakılan emekçi halkımızın insanca bir yaşam ve ücrete kavuşması için atılması gereken adımlar bellidir:

Tüm ülkede yaygın bir kamulaştırma yapılırsa emekçilerin ücret sorununun çözülmesi için ilk adım atılmış olacaktır.

Bunun için özelleştirilen tüm kamu işletmeleri devletleştirilmelidir. Özel sağlık, eğitim, ulaşım, enerji başta olmak üzere kamu hizmeti kapsamına giren işletmeler devletleştirilmeli, kamu hizmetleri emekçilere ücretsiz bir şekilde sunulmalıdır.

Ücretlerin belirlenmesinde enflasyon rakamlarının merkeze konulması büyük bir kandırmacadır. Ülkemizdeki açlık ve yoksulluk rakamları, bir kişinin aylık geçim maliyetleri bellidir. İnsanca bir yaşam için ücret belirlenirken bu yoksulluk rakamlarının alt limit olarak veri alınması gerekmektedir.

Pandemi nedeniyle ücretsiz izne çıkarılan ya da kısa çalışma ödeneğine bağlanan işçilerin maaşlarında kesinti olmamalı, tüm işçiler için ücretli izin uygulamasına geçilmelidir.

Ülkenin kasasındaki milyarlarca lirayı patronlara ve emperyalistlere işçiler aktarmadı. O yüzden ceremesini de işçiler çekmeyecektir.

Krizin faturasını da, salgının hesabını da patronlar ödemelidir.

WhatsApp