Genel

TKH Sosyalizm Programı

Yeni bir dönem yaklaşıyor. 

Ezenler ve ezilenler, sömürenler ve sömürülenler arasındaki tarihsel kavganın tekrar şiddetleneceği günler geliyor. 

Ülkemiz ve dünyamız işçi sınıfının iktidarını çağırıyor. 

Bugün, sınıf savaşımları tarihindeki karanlık dönemlerin birinden geçiyoruz. 

Kapitalist-emperyalist sistemin sürekliliğini sağlamak için yapılanlar sadece sömürü düzenine karşı mücadele edenleri değil, tüm insanlığı ve hatta fiziki olarak dünyamızı tehdit eder hale geldi. 

Emperyalizm dünyanın her köşesine savaşı taşıyor. Savaş tacirleri Ortadoğu’da, Afrika’da, Kafkaslar’da, Asya’da, Avrupa’da ve Amerika’da bazen enerji kaynaklarına hakim olmak adına, bazen din adına, bazen politik hegemonya adına, bazen uyuşturucu adına sahne alıyor ve insanlığın kanı üzerinden kârlarına kâr katıyorlar. 

Dünya nüfusunun büyük bir bölümü yoksullukla boğuşuyor. Az sayıdaki burjuvanın servetleri dünya nüfusunun yarısının varlıklarından daha fazla ve yüz milyonlarca insan açlık içerisinde hayatta kalmaya çalışıyor. 

İşsizlik sürekli artıyor. Emeğinden başka satacak şeyi olmayanlar emeklerini bile satamaz hale geliyorlar. Kapitalistler işsizlik sayesinde emek gücünü daha ucuza satın alabiliyor, kârlarını arttırıyor. 

İnsanlığın yüzlerce yıllık mücadelelerinin sonucu olan kazanımlar teker teker ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. 

Sağlık ve eğitim kapitalizm için kâr yatağı olarak görülüyor ve büyük sektörler haline getiriliyor. Hasta olan bir insanın tedavi görmesi, okumak isteyen bir insanın eğitim alması ancak “parası varsa” mümkün oluyor. İnsanların doğuştan hakkı olan bu tür hizmetler piyasanın doymak bilmez hırsına teslim ediliyor. 

İnsanlığın varoluşundan beri en temel ihtiyaçlarından olan barınma da kapitalist yağmadan payına düşeni alıyor. Kentsel topraklar bir rant alanı haline getiriliyor, plansız, doğal çevreyi yok eden ve tüm kentleşme ilkelerini hiçe sayan bir yağma sürdürülüyor. 

Dinsel, etnik ve mezhepsel ayrımlar derinleştiriliyor, bu ayrımlar üzerinden kıyımlar gerçekleştiriliyor. Milyonlarca insan kendi ülkelerinden göç edip başka ülkelerde mülteci olarak yaşamak zorunda bırakılıyor. 

Terör saldırıları hiç olmadığı kadar büyük ve yaygın hale geliyor. Kapitalizm terörü olağan bir politik enstrüman olarak kullanıyor. 

Tüm bunlara karşı emekçilerin cephesinden güçlü bir ses çıkamıyor. Burjuvazi gerek şiddet aygıtlarını gerekse ideolojik aygıtlarını kullanarak işçi sınıfının ayağa kalkmasını engelliyor. Toplumun komünist, devrimci, ilerici kesimlerine karşı her türlü şiddet, her türlü baskı uygulanıyor. 

Sosyalizm insanlığın tek gerçek kurtuluşudur… 

Evet, sınıf savaşımları tarihindeki karanlık dönemlerin birinden geçiyoruz. 

Fakat bu karanlık, madalyonun sadece bir yüzüdür. 

İçinden geçtiğimiz karanlık dönem insanlık tarihi için çok kısa bir zamanı ifade ediyor. İnsanlık böylesi karanlık dönemleri daha önce de yaşadı ve her seferinde ileriye doğru bir atılımı gerçekleştirip karanlığı yenmesini bildi. Üstelik her seferinde karanlığın ömrü daha da kısaldı. 

Sınıflar arasındaki mücadele her seferinde daha şiddetli ve sömüren sınıf açısından iktidarın daha hızlı kaybedildiği bir hale büründü. Tarihte her yeni toplumsal sistem daha güçlü üretici güçler ve daha karmaşık üretim ilişkileri ortaya çıkardı. Bu ilişkiler her seferinde daha da evrenselleşerek ülkelerin sınırlarını aştı. 

Feodal düzeni yıkan kapitalizmin iktidarı ilk olarak Paris Komünü’nde sarsıldı. Paris Komünü kurulduğunda kapitalizmin iktidarını ilan eden Fransız Devrimi’nin üzerinden bir asır bile geçmemişti. Komün yenildi, ama yenilginin üzerinden yarım asır bile geçmeden 1917 Ekim Devrimi gerçekleşti. 

Ekim Devrimi ile birlikte tarih sahnesindeki yerini alan sosyalizm, hem insanlığın tarih boyunca ulaştığı en ileri aşamayı temsil etti hem de kapitalist-emperyalist saldırganlığın karşısında bir engel oldu. Dünya küçük bir azınlığın iktidarda olduğu kapitalist-emperyalist kutupla, toplumun çoğunluğunun iktidarı olan sosyalist kutup arasında bölündü. 

Sosyalizm dünyada o güne kadar görülmemiş bir ilerlemenin ve dönüşümün adı olmuştur. 

Sosyalizm, sınıflı toplumlar tarihinde güce dayanan, zorbalığa dayanan, sömürüye dayanan tüm toplumsal sistemlerden farklı olarak, toplumun bütününün çıkarlarını esas almıştır. O güne değin iktidardaki sınıfın elinde olan toplumsal üretim araçları kamulaştırılmış ve tüm toplumun malı haline getirilmiştir. Üretim toplumun ihtiyaçlarına göre planlanmış, insanlara kendileri için değerlendirebilecekleri zaman yaratılmıştır. Eğitim, sağlık ve barınma hakları insanın doğuştan gelen hakları olarak görülmüş, sosyalist ülkelerin yurttaşları için tüm bu haklar eşit ve parasız kamu hizmetleri olarak devlet garantisinde olmuştur. 

Irk, dil, din, mezhep ayrımları sosyalist ülkelerde ortadan kaldırılmış, tüm halkların kültürleri korunmuş ve gelişmeleri için gerekli koşullar sağlanmıştır. 

Ülke kaynakları sosyalist planlama ilkeleri doğrultusunda ele alınmış, bölgesel eşitsizlikler ortadan kaldırılmıştır. 

Bilim, teknoloji ve sanat alanında önemli gelişmeler ve yenilikler yaşanmış, bunlar bir sınıfın değil tüm insanlığın ortak kazanımı olarak değerlendirilmiştir. 

Tüm dünya halkları kardeş olarak görülmüş, mümkün olan tüm yardımlar yapılmış, emperyalizmin tehdidi altındaki tüm ülkelerle dayanışma sergilenmiştir. 

Kapitalizm insanlığı yıkıma sürüklemektedir… 

İşçi sınıfının iktidarı olarak sosyalizmin ortaya çıkardığı bu yaşam, kapitalistler tarafından yok edilmek istenmiştir. Burjuva sınıfı, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası, dünyanın önemli bir bölümüne yayılan sosyalizmi en büyük tehdit olarak görmüş ve tüm gücüyle sosyalizmi yıkmak için uğraşmıştır. 

Burjuva sınıfı amacına ulaşmak için sergilediği çabalarda ikili bir görüntü sunmuştur. Bir yandan sosyalizmi yıkmak için her türlü aracı devreye sokmuş, sınıflı toplumlar tarihindeki egemen ideolojik unsurları güçlendirmiş ve insanlığa karşı büyük suçlar işlemiş, diğer yandan sosyalizmin yarattığı basıncın etkisiyle sahte bir demokrasi, özgürlükler ve sosyal devlet söylemi inşa etmiştir. 

Sosyalist ülkelerdeki karşı devrimde, burjuvazinin bu sahte görüntüsünün büyük etkisi olmuştur. Sosyalist ülkelerin insanları karşı devrim öncesi ne ekonomik açıdan ne sosyal yaşam açısından ne sahip oldukları haklar açısından kapitalist ülke- lerdeki insanlardan gerideydi. Fakat burjuvazinin yürüttüğü ideolojik saldırıya karşı güçlü bir cevap üretilemediğinden, nesnel olarak, burjuva ideolojisinin sosyalist ülkelerde karşılık bulmasının zemini oluşmuş ve bu zemin sosyalist ülkelerdeki karşı devrim sürecini hazırlamıştır. 

Sosyalist ülkelerdeki bu karşı devrim bugün içinde bulunduğumuz karanlık dönemin de açılışı olmuştur. 

Türkiye ve yeni rejimin gericiliği… 

Açılan bu dönem dünya ölçeğinde bir karmaşa ve alt üst oluş anlamına gelmiş, emperyalizm dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirmeye başlamıştır. Bu uğraşların ülkemiz açısından sonucu ise rejim değişikliği olmuştur. Türkiye’de yeni bir rejim kurulmasının ana nedeninin emperyalist-kapitalist sistemin çıkarları olduğu bilinmelidir. 

Soğuk Savaş döneminde sosyalizme karşı yürütülen mücadelenin önemli bir ayağı olarak büyütülen İslamcı ve milliyetçi örgütlenmeler, sosyalist ülkelerdeki çözülüş sonrası emperyalist yayılmacılığın bir aracı haline dönüştürülmüş ve bölgemizde yürütülen operasyonların önemli bir enstrümanı olmuştur. Bu duruma paralel olarak, emperyalizmin bölge ülkelerine ve halklarına dayattığı emperyalist-kapitalist sistemle sorunu olmayan, sermaye sınıfının çıkarlarını koruyan, dini kimliği ideolojik olarak daha öne çıkaran ve bir manipülasyon aracı olarak daha etkin kullanan bir modelin, ılımlı İslam modelinin temsilciliği de Türkiye’ye verilmiştir. 

İşbirlikçi ve emek düşmanı siyasal gericilik bu dönüşümün uygulayıcısı oldu. Bir yandan emperyalizmin kendisine verdiği görevleri yerine getirirken bir yandan da bu dönüşümün zeminini oluşturmaya başladı ve dönüşüme direnç sergileyen noktalarla mücadeleye girişti. 

1923 yılında emperyalist işgale karşı savaş içerisinde kurulan cumhuriyetin kazanımları teker teker tasfiye edildi. Kamucu, aydınlanmacı, bağımsızlıkçı tüm kurum ve düşüncelere karşı sermaye iktidarı tarafından savaş açıldı. 

Tüm bu sürece teslim olmayıp direnen, Türkiye tarihinin gördüğü en büyük kitle eylemleriyle sokağa çıkan milyonlarca insansa çıplak şiddet kullanılarak geriletilmeye çalışıldı. Kullanılan zor aygıtına rağmen boyun eğmeyen milyonları teslim almanın bir diğer aracı da düzen partileri oldu. 

İkinci Cumhuriyet’e geçişin en önemli siyasi araçlarından olan seçimler, düzen partileri eliyle ülke emekçilerinin umudunun ve enerjisinin çalındığı araçlara dönüştürüldü. Düzen partileri, 1923 Cumhuriyeti’nin önce mezar kazıcısı, sonra da mezar bekçisi oldu. 

Yeni rejime teslim olmayan milyonlarınsa, bugün için, gerçek bir siyasi temsilcisi bulunmamaktadır. 

Gelecekten korkmaya gerek yok. 

Geleceği kazanmak için Partili mücadeleye! 

Evet, içinden geçtiğimiz karanlık dönemin ilk nedeni sosyalist ülkelerde gerçekleşen karşı devrimlerdir. İkinci nedeni ise sosyalizmin sermaye iktidarları için bir tehdit olmaya devam etmesidir. 

Burjuva sınıfı ve ideologları sosyalist deneyimleri arızi, yanlış bir durum olarak göstermek, bu deneyimleri kötülemek ve emekçi kitleleri artık bir daha böylesi ülkelerin kurulamayacağına inandırmak için sürekli çaba sarf etmektedir. İşçi sınıfının yerini başka toplumsal katman ya da hareketlerle ikame etmeye çalışmak, tarihin sonunu ilan etmek, sınıflar yerine kültürleri ya da etnik veya cinsel kimlikleri koymak bu çabaların örnekleridir. 

Bu çabalar tarihin yasalarını ikame edemez, tarihin akışını değiştiremez. 

Sosyalist ülkelerde gerçekleşen karşı devrimlerden günümüze kadar geçen süre, tarihe yön ve- ren çelişkilerin ortadan kalktığını değil, tam tersine iyice derinleştiğini göstermektedir. 

Tek kutuplu dünya hem emperyalist ülkelerin dünyadaki belirleyici güç olma mücadelelerine, hem dünya üzerindeki kaynakların hakimi olmak için verilen kavgalara hem de sosyalizmin kazanımlarına dönük büyük bir saldırıya sahne olmaktadır. 

Körüklenen savaşlarla ülkeler parçalanmakta, emperyalizm karşısında direnme şansı olmayan etkisiz devletler ortaya çıkmakta, direnen ülkeler üzerinde baskı kurmak için “kullanışlı” terör örgütleri devreye sokulmakta ve aynı aşağılık senaryo sahneye konmaktadır. 

Buna paralel olarak emeğe, emekçilerin örgütlü gücüne ve birliğine dönük büyük bir saldırı aralıksız sürdürülmektedir. İşçi sınıfı iktidarını savunan siyasi partiler, sendikalar, kitle örgütleri, uluslararası örgütler, hukuki gerekçeler üretilerek ya da fiili olarak, yasaklanmaya, engellenmeye ve etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. 

Esnek çalışma, taşeronlaştırma, göçmenlerin kölelik koşullarında çalıştırılması, emek gücünün ucuzlatılması, çalışma saatlerinin uzatılması, güvencesiz çalışmanın dayatılması, sosyal hakların ve güvenliğin kaldırılmaya çalışılması gibi saldırılar artarak devam etmektedir. 

Çünkü, kapitalistlerin zenginliğinin kaynağı geçmişte olduğu gibi bugün de el koydukları emekten başka bir şey değildir. 

Geçmişten bugüne ne kapitalistlerin emeğe el koyma arzusu, ne sömürü mekanizmaları, ne de üretenlerle sömürenler arasındaki uzlaşmaz çelişkiler değişmiştir. 

Değişen ve geçici olan tek şey, işçi sınıfının kapitalizm ve emperyalizm karşısındaki örgütlülüğünün zayıflamış olması ve burjuva sınıfın bu durumu insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlediği bir “kazanıma” çevirmesidir. 

Yaşadığımız bu karanlık dönemden çıkış yolu, sömürü düzenine ve saldırılarına karşı, işçi sınıfı örgütlenmesinin büyütülmesinden ve işçi sınıfının siyaset sahnesindeki yerini tekrar almasından geçmektedir. 

Türkiye işçi sınıfının partisi olan Türkiye Komünist Hareketi’nin misyonu budur. 

Parti, sömürü düzenine karşı, tüm yurttaşların eşit ve özgür olduğu, ırk, dil, inanç ayrımının olmadığı bir ülke ve dünya için mücadele etmektedir. 

Parti, bu düzene karşı olan tüm işçileri, emekçileri, aydınları, gençleri, kadınları sosyalizm için SOSYALİZM PROGRAMI etrafında mücadeleye etmeye çağırmaktadır. 

I. Temel tanımlar ve amaç 

A. Parti’nin niteliği, kimliğ

  1. Parti, sosyalist devrimin öncü gücü olan işçi sınıfının siyasal mücadele aracıdır. 
  2. Parti, diğer toplumsal sınıflara işçi sınıfının tarihsel perspektif ve çıkarları doğrultusunda yaklaşır. 
  3. Parti, hangi sınıfsal kökenden gelirlerse gel- sinler, bu perspektif ve çıkarların siyasal mü- cadelenin belirleyici öğesi olduğunu kabul eden komünistlerin partisidir. 
  4. İşçi sınıfı, Türkler, Kürtler ve diğer ulusal, etnik öğelerden oluşan bir bütündür. Parti bu bütünlüğü esas alır ve her tür ayrımcılığa karşı işçi sınıfının siyasal ve örgütsel birliğini temsil eder. 
  5. Parti, evrensel bir karaktere sahip olan Marksizm-Leninizmi bütün çalışmalarında kılavuz edinirken, bu öğretinin her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de yeniden üretilmesinin bir zorunluluk olduğunun bilinciyle hareket eder. 
  6. Parti’nin varlığına temel oluşturan amaç, Türkiye’de sosyalist iktidar mücadelesi vermek ve sosyalizmi kurmaktır. Parti aynı zamanda dünya komünist hareketinin bir parçasıdır. 
  7. Parti, uluslararası devrimci hareketin tarihsel birikimini Türkiye toprağının kendine özgü dinamikleriyle harmanlar, sosyalizm mücadelesinde bu sentezi görmezden gelen şabloncu, dogmatik ve milliyetçi yaklaşımlara karşı mücadele eder.

B. Parti’nin amacı 

1. Parti’nin amacı, sosyalist devrim ve sosyalizmin kuruluşudur. 

2. a. Sosyalizmin kuruluş sürecinin başlangıç noktası bir siyasal devrimdir. Bu siyasal devrimin öncü gücü, siyasal ve ideolojik olarak, işçi sınıfıdır. 

b. Sosyalist kuruluş için başlangıç noktası olan sosyalist iktidar, bu siyasal devrimin sonucu olarak ortaya çıkacaktır. 

c. Sosyalist iktidar, işçi sınıfı ve onun siyasal etki alanında bulunan toplumsal güçlerin kitlesel mücadelelerinin eseri olacaktır. 

d. Sosyalist iktidarın nihai hedefi, başka sosyalist toplumlarla birlikte, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın yaratılmasıdır. 

3. Parti programı, işçi sınıfı öncülüğünde gerçekleşecek devrim döneminin programıdır. Kapitalizm koşulları altındaki mücadele döneminde, Parti’nin tüm siyasal açılımları bu programın yaşama geçmesinin zorunlu koşulu olan sosyalist iktidar perspektifi doğrultusunu gösterir. İşçi sınıfını örgütlü mücadele içinde siyasallaştırmak, eğitmek ve iktidar odağı durumuna getirmek bu dönemin temel görevidir. Parti, işçi sınıfının ve emekçilerin ekonomik, toplumsal hak ve istemleri için yürüttükleri mücadeleyi, sosyalist iktidar mücadelesiyle bağını kurarak ve kapitalizm koşullarında bu istemlerin ya yalnızca kısmen karşılanabileceğini ya da hiç karşılanamayacağını açığa çıkaracak bir şekilde destekler ve örgütler. 

Parti bu görevden hareketle, sosyalist devrim öncesinde, 

i. Burjuvazinin her türlü siyasal ve ideolojik saldırılarını püskürtmeye çalışır; 

ii. Dünya kapitalist sistemi içinde Türkiye’ye düşen ve düşecek misyonlara karşı durur; 

iii. Emperyalizmin ekonomik, siyasal ve kültürel saldırılarına karşı yurtseverlik bilincinin işçi ve emekçi kitlelerde gelişmesine çalışır; 

iv. Dinci gericiliğin siyasal ve ideolojik olarak geriletilmesi için işçi sınıfı aydınlanmacılığının güçlenmesine öncülük eder; 

v. İşçi sınıfı içerisinde milliyetçi ve faşist ideolojilerin yer edinmesini engellemek için halkların kardeşliğini propaganda eder; 

vi. Uluslararası devrim dinamiklerinin çıkarlarını gözetir; 

vii. İşçi sınıfının enternasyonalist bilinçle eğitilmesi için çaba gösterir; 

viii. Kapitalist sömürünün ürünü bütün çelişki ve sorunlara karşı toplumsal duyarlılığın artırılması ve tepkilerin mücadele kanalına akıtılması için öncülük eder; 

ix. Kapitalizmin bütün boyutlarıyla teşhir edilmesi için ideolojik ve siyasal araçlar geliştirir; 

x. Sosyalizmden yana güçlerin uyum, birliktelik ve eşgüdümünün sağlanmasına öncülük eder; 

xi. Her türden ulusal baskıya karşı mücadele eder ve bu mücadelenin sınıfsal temellere oturtulmasına, ulusal ve sınıfsal dinamiklerin ortaklığının yaratılmasına özen gösterir; 

xii. Sosyalizm mücadelesinin önündeki yasal engellerin kaldırılması, bütün antidemokratik uygulamaların işlevsiz kılınması ve emekçi sınıfların örgütlenmesini kısıtlayan her tür düzenlemenin etkisizleştirilmesi için olanaklarını seferber eder. 

II. Sosyalist İktidarın Programı 

A. Siyasal Yapı 

1. İktidar, bir sosyalist demokrasi olarak örgütlenir. 

  • 2  a) Sosyalist demokrasi, iktidarın başta üretim süreci olmak üzere, toplumsal yaşamın tüm dokusuna yayılmasıyla mümkündür. Sosyalist demokraside işçi sınıfı, toplumsal örgütlenmeleri aracılığıyla yönetimdedir. İktidar organları, fabrikalar, atölyeler, bürolar, çiftlikler, okullar ve kışlalardan başlayarak yukarıya doğru uzanır.
    b) Parti, toplumun bütün kesimlerini yönetime katacak yerel iktidar organlarının yaratılmasını ve bu organların yetkinleşmesini özendirir ve güvenceye alır.
  • 3  a) Yönetim kademelerini aşağıdan yukarıya oluşturan bütün örgütlenmeler, kendi yönetimlerini özgür seçimlerle belirler. Seçmenler, bütün organlara seçtikleri temsilcilerini, görev dönemleri tamamlanmadan “geri çağırma” hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanımı yasalarla düzenlenir ve güvence altına alınır. 

b) 16 yaşına girmiş her yurttaş, bütün yönetim kademeleri için seçme ve seçilme hakkına sahiptir. 

c) Sosyalist iktidarda yasama, hükümet oluşturma ve yürütmeyi denetleme konularında en yüksek organ Meclis’tir. 

d) Meclis, yerel iktidar organlarıyla bağlantılı olarak çalışır ve onlarla bir bütün oluşturur. 

e) Yerel örgütlenmeler, sorumluluk alanlarından seçilen ya da atanan yöneticileri gerektiğinde görevden alma hak ve sorumluluğuna sahiptir. 

f) Toplumun tüm birimlerinde ve toplumsal faaliyet alanlarında kurulan yerel örgütlenmeler, kendi birimleri ve alanları içinde yasalar çerçevesinde karar alma ve uygulama organlarıdır. Yerel örgütlenmeler, bireye, bizzat içinde yaşadığı en küçük birimden başlayarak toplumsal yaşama müdahale etme olanağı sunar, sosyalist insanın bütünsel gelişimi için uygun ortamı sağlar, kitlelerin siyasal ve hukuksal karar alma ve uygulama mekanizmalarıyla (tüm devlet organları ve Meclis) sürekli bir iletişim, etkileşim ve denetim ilişkisi içinde bulunmalarını güvence altına alır. 

g) Parti, Meclis’e ve diğer yönetici kademelere seçilen temsilcilerin bağlı bulundukları üretim ya da hizmet kollarından kopmamaları için özel önlemler alır. Sosyalist demokrasinin, üretim ve karar mekanizmaları arasındaki bağların dolayımsız duruma getirilmesiyle mümkün olacağını her zaman hesaba katar. 

4 a) Yönetim mekanizmalarının ve buradaki görevlilerin işçi sınıfından kopmalarını ve toplum çıkarlarına yabancılaşmalarını engelleyecek önlemler alınır. 

b) Devlet örgütlenmesinde yöneticilik sorumluluğu olan kişilerin bütün toplumsal örgütlenmelerin gereksinim ve sorunlarından düzenli biçimde haberli olmalarını sağlayacak, toplumsal olarak denetlenen iletişim mekanizmaları kurulur. 

c) Yöneticilerin görevlerini yerine getirebilmeleri için onlara sağlanacak olanaklar toplumsal olarak izlenebilir ve denetlenebilir saydamlıkta olacaktır. Bu olanakların kişisellikten uzak, yöneticilerin kolektif çalışma bilinçlerini her zaman diri tutacak nitelikte olması zorunludur. 

  • 5  Türkler ve Kürtler sosyalist Türkiye’nin eşit kurucu unsurlarıdır. Kapitalist Türkiye’nin baskın özelliği olan ayrımcı, şoven uygulama ve yaklaşımların bütünüyle tasfiye edilmesi için önlem alınır.
  • 6  Parti, sosyalist demokrasinin gereği olan devletin her yurttaşı kapsaması hedefini göz önüne alarak, devlet mekanizmasının etkili ve üretken olmasını sağlayacak politikaları geliştirir; devlet-toplum ayrımının bu biçimde ortadan kaldırılacağını savunur. Devletin nihai olarak sönümleneceği göz önünde bulundurulduğunda ve bu doğrultuda, sömürücü sınıf ve ideolojilerin varlık zeminlerinin de ortadan kalkmasıyla birlikte, devletin baskıcı işlevleri tasfiye olacaktır. 

B. Temel Özgürlükler 

  1. Anlatım, propaganda ve örgütlenme özgürlükleri, sosyalist toplumun kuruluşu ve yetkinleşmesi için vazgeçilmezdir.
  2. İnsanın insanı sömürmesini açık ya da dolaylı biçimde savunan, savaş kışkırtıcısı, din istismarcısı, ırkçı ve faşist düşünceler toplumun özgür gelişiminin önünde engel oluşturdukları için propaganda ve örgütlenme özgürlüklerinden yararlanamazlar.
  3. Sosyalist toplumun gelişimine engel oluşturan, ahlaki çöküntü ve yabancılaşmaya yol açan insan kaçakçılığı, fuhuş, kumar ve uyuşturucu madde ticareti yasaklanır.
  4. Ulusal ve etnik köken hiçbir biçimde bir ayrıcalık ya da dışlanma-ezilme nedeni olamaz.
  5. Yaşayan dil ve kültürlerin korunup geliştirilmelerine olanak sağlanır.
  6. Cinsiyet farklılığının ayrımcılığa yol açmasına karşı ekonomik, siyasal, ideolojik ve kültürel önlemler alınır.
  7. Aşiret yapıları tamamen ortadan kaldırılır ve bu yapıların kültürel ve ideolojik alanlardaki izlerinin bütünüyle silinmesi için çaba gösterilir.
  8. Temel özgürlüklerin yaşama geçirilmesi için yazılı ve görsel iletişim, toplantı ve gösteri yapma olanakları bütün toplumsal örgütlenmelerin hizmetine verilir. 

9. Seyahat etme serbestliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme gizliliği sağlanır. 

10. a) Adalet mekanizması en küçük yerellikten başlayarak toplumsal iktidar organlarının katılımıyla oluşturulur. Mahkemelerde gerek bu organlarca belirlenen yurttaşlar, gerekse meslekten yargıçlar görev alır. Hukukun üstünlüğü sağlanır. 

b) Ceza ve infaz yasaları, suçların önemli bir bölümü toplumsal kaynaklı olduğundan, toplumun suça karşı korunması gereği göz ardı edilmeksizin, bireye sosyalist toplumda yer alma bilincinin ve yeteneklerinin sağlanması doğrultusundaki politikaları içerir. 

c) Savunma hakkı, suçlama başladığı andan itibaren devlet tarafından korunur. 

d) İç güvenlik örgütlerinin sosyalizmin ideallerine uygun ve emekçi halkın denetimine açık olarak düzenlenmeleri sağlanır. 

e) Gözaltındaki, ya da cezaevindeki kişilere fiziki veya manevi baskı yapılamaz. Hiç kimseye, hiçbir koşul ve durumda işkence uygulanamaz. 

f) Hiçbir durumda ölüm cezası verilemez. 

C. Ekonomik Yapı 

1. Parti, toplumdaki eşitsizliklerin temel kaynağı olan üretim araçlarındaki özel mülkiyeti, belli bir program çerçevesinde tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik bir ekonomik politika izler. 

  1. a) Toprak da içinde olmak üzere bütün üretim araçları, doğal kaynaklar ve yeraltı zenginlikleri kamu mülkiyetindedir.
    b) Üretim araçlarında kamu mülkiyetinin dışındaki biçimlerin tasfiye sürecinde, üretimin sürekliliğinin sağlanması ve emekçilerin siyasal ve ideolojik inisiyatifinin, tasfiyenin temel gücü olması için gerekli önlemler alınır.
    c) Değişik mülkiyet biçimlerinin bir arada var olacağı geçiş dönemi boyunca, ekonominin sosyalist öğeleri, yasalar ve siyasal iktidarın gündelik politikalarıyla ayrıcalıklı duruma getirilir, diğerleri karşısında korunur.
  2. Sosyalist ekonominin temel amacı, tüm toplumun refah içinde yaşaması, yurttaşların yaşama koşullarının her geçen gün iyileştirilmesidir.
  3. Bütün ekonomik etkinlikler toplumsal dene- time açık duruma getirilir ve toplumsal kaynakların israfı, rüşvet, yetkilerin kötüye kullanılması, disiplinsizlik ve tembellik gibi olgulara karşı etkin yönetsel, ideolojik, ekonomik ve hukuksal önlemler alınır.
  4. Bankalar, sigorta şirketleri ve tüm diğer finans kuruluşları kamulaştırılır, sosyalist ekonominin gelişimi açısından gereksiz olanları tasfiye edilir.
  5. Dış ticaret yalnız devlet eliyle yürütülür.
  6. a) Ekonomik gelişme, işçi sınıfı iktidarında planlanabilir bir süreçtir. Sınıf çelişkilerinin tasfiyesi sürecinde ekonominin bütün öğelerinin uyumlu birlikteliğini ve üretimin toplum yararına gerçekleşmesini sağlayacak olan unsur, merkezi planlamadır. 

b) Planlama, tabandan başlayarak emekçi inisiyatifinin gelişmesi ve üretim sürecindeki karar mekanizmalarının demokratikleşmesi ile birlikte yaşama geçer. 

8. Sosyalist planlama, bilimsel ve teknolojik birikimin toplumun yararına kullanılmasına ve geliştirilmesine öncelik verir. 

9. a) Sanayileşme ve kalkınmada, Türkiye’nin yeterli düzeyde sahip olduğu kaynaklara (madenler, toprak, enerji, nitelikli emek gücü) dayanılarak bir atılım örgütlenecek, ülke ekonomisinin dışa bağımlılığına son verilecektir. 

b) Sosyalist ekonominin kendi gücüne dayanarak ayakta kalması, onun içe kapanması anlamına gelmez. Ekonominin bağımsızlığı, onun sınıf karakteriyle ve emperyalist dünyanın bir parçası olmaktan çıkması ile sağlanır. Bağısızlığın ve ülkedeki sınıf çıkarlarının gözetildiği dış ekonomik ilişkiler, sosyalist ekonominin gelişimine hizmet edecek biçimde düzenlenir. 

c) Emperyalist ülkelerle yapılmış, ülkemiz emekçilerini büyük bir borç yükü altına sokan, ülkeyi bağımlı duruma getiren bütün anlaşmalar geçersizdir, tek yanlı olarak feshedilir. 

d) Diğer sosyalist ülkelerle kalıcı, uyumlu ve enternasyonalizmin ruhuna uygun bir ekonomik bütünleşme sürecinin gerçekleşmesi için çaba gösterilir. 

  1. Sosyalist ekonomik yapıda üretilen tüm zenginlik, toplumun kolektif gereksinimleri için gereken miktar ayrıldıktan sonra emekçilere ücret olarak geri döner. Ücretlerin belirlenmesinde “herkesten yeteneğine göre, herkese emeğine göre” ilkesi, sınıfsız topluma giden yolun ilk aşamalarında geçerliliğini sürdürecektir. Bununla birlikte, asıl hedef olan “herkese ihtiyacına göre” ilkesinin giderek öne çıkmasını gözeten politikalar geliştirilecektir.
  2. Çalışma süresinin kısaltılması, yeni insanın yaratılmasında en önemli araçlardan ve sosyalist toplumun temel hedeflerinden biridir.
  3. Fiziksel emek kullanımını en aza indirmek ve tüm insanların zihinsel üretim potansiyelini harekete geçirmek, sosyalist toplumun bir diğer temel hedefidir. Tarım ve sanayi üretiminde ileri teknikler kullanılarak, öncelikle insana yakışmayan koşullarda gerçekleşen işlerin makineler tarafından yerine getirilmesi sağlanır.
  4. Sosyalist ekonomide çalışabilir durum ve yaştaki tüm yurttaşlara iş güvencesi ve çalışma hakkı sağlanır. Devlet bu iki temel hakkı hiçbir durumda ortadan kaldıramaz.
  5. Çalışamayacak durumda olanlar, yaşlılar ve emekliler sosyalist devletin güvencesi altındadır. Bu yurttaşlara insanca bir yaşam düzeyi ve eşit olanaklar sağlanır.
  6. a) Sendikalar sosyalist kuruluş sürecinde işçi sınıfının yönetime katılma, sosyalizmin temellerini sağlamlaştırma ve onu koruma araçlarından bir tanesidir. 

b) Sendikalaşma ve grev hakkı, tüm emekçileri kapsayan bir biçimde yasalarla güvence altına alınır. 

c) Sendikalar ve işyerlerindeki iktidar organları, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işçilerin dinlenme, kültür ve spor olanaklarının genişletilmesi için yetkilidirler. 

16. a) Tarım emekçilerinin, özgür çiftçiler olarak kolektif çiftliklerde ve tarım proleterleri olarak devlet işletmelerinde toplanmaları için siyasal ve ideolojik mücadele verilir. Kolektif çiftliklerin kamu mülkiyetine uyumlu ve onunla çelişmeyecek biçimler bulması sağlanır. 

b) Tarımsal üretimde değişik kolektif biçimlerin uyumu gözetilirken, gelişkin biçimlere yönelinmesi için çaba gösterilir. 

c) Toprakta özel mülkiyetçi ideolojiyi besleyen her tür dinamiğe karşı mücadele edilir. 

d) Tarımsal üretimde dışa bağımlılığa son verilir. 

D. Dış Politika ve Savunma 

  1. Emperyalizmin bütün askeri, ekonomik, mali, kültürel ve siyasal örgütlenmelerinden çıkılır. Bu örgütlenmelerle geçmişteki ilişki ve bağların yol açtığı ülke çıkarlarına aykırı bütün anlaşma ve yükümlülükler geçersizdir.
  2. Eşit katılımı sağlayan, karşılıklı çıkarları koruyan ve barışa hizmet eden bütün uluslararası kuruluşlarda yer alınır. Bu kuruluşların uluslararası ilişkilerin iyileştirilmesi, emperyalist ülkelerin hareket alanının daraltılması ve uluslararası gericilikle mücadele amaçlarına hizmet etmesi için etkin bir çaba gösterilir. 
  3. Bütün sosyalist ve devrimci iktidarlarla dayanışmaya gidilir. Emperyalizmin gücünü ve etkinliğini geriletici bölgesel/uluslararası birlikteliklerin oluşturulması ve güçlendirilmesi için girişimci ve destekleyici tutumlar sergilenir.
  4. a) Toplumda enternasyonalist bilincin gelişmesi ve süreklilik kazanması için gereken önlemler alınır.
    b) Kapitalist ülkelerdeki devrimci ve komünist hareketlerle dayanışma geliştirilir.
    c) Komünist, sosyalist, anti-emperyalist, anti-faşist, savaş aleyhtarı görüşleri nedeniyle kendi ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan kişiler, sosyalist toplumumuzun ve yasaların güvencesi altındadır.
  5. a) Ülkenin temel savunma unsuru, silahlı kuvvetlerdir.
    b) Silahlı kuvvetler, sosyalist toplumun hizmetindedir. Silahlı kuvvetlerin topluma yabancılaşması önlenir. Silahlı kuvvetler barış zamanlarında üretim sürecinde görev üstlenir.
    c) Askerlik, kadın ve erkek bütün yurttaşlara zorunludur. Askerlik süresi uluslararası ilişkilerin durumuna göre belirlenir.
    d) Silahlı kuvvetler çağın gereklerine uygun bir örgütlenme ile teknolojik gelişmelere uyum sağlar. Ülkenin savunma gücünün ayakta kalması için her tür önlem alınır. Silah sanayisinin ulusal karakteri geliştirilir ve titizlikle korunur. 

e) Savaş hali uygulamasına karar verecek tek organ Meclis’tir. 

f) Emperyalist bir saldırı karşısında ülkenin bütün siyasal, örgütsel, ekonomik ve beşeri potansiyeli harekete geçirilir ve savaş, tüm halkın katılımıyla, devrimci ve yurtsever bir savaşa dönüştürülür. 

g) Silahlı kuvvetler içinde ast-üst ilişkilerinde demokratik normlar yerleştirilir, hiyerarşik düzen kültürel ve ideolojik eğitim süreçlerinin yardımıyla sağlanır. Silahlı kuvvetlerin daimi personeli, yalnız askerlik alanında değil, sosyalist toplumun gereksindiği bireyler olarak yetiştirilir. 

h) Silahlı kuvvetler mensupları, seçme ve seçilme hakkı dahil olmak üzere, diğer yurttaşlara tanınan bütün siyasal ve sosyal haklara sahiptir. 

i) Silahlı kuvvetlerin enternasyonalist karakteri korunur ve güçlendirilir. 

j) İç güvenlik gereksinmeleri, silahlı kuvvetler bünyesinde kurulan halk milisleri ile karşılanır. 

E. Yeni İnsanın Yaratılması 

  1. Yeni insanın yaratılması, sosyalizmin kuruluşunun hem bir göstergesi, hem bir sonucu, hem de aracıdır. Yeni insan, ideolojik, kültürel ve fiziki varlığıyla bir bütündür. Toplum ve devlet, bu bütünün uyumlu ve sağlıklı gelişmesinden sorumludur.
  2. Parti, bireylerin kendilerini toplumsal olarak ifade edebilmeleri, kolektif bilince sahip, insanların ve bütün ulusların eşitliğine ve kardeşliğine inanan kişiler olarak yetişmeleri için eğitim, kitle iletişimi, siyasal ve kültürel yaşam, sağlık, spor etkinlikleri gibi alanları ayrı ayrı değil, bir bütün olarak değerlendirir. 

3. Bütün yurttaşları kapsayan ve her tür insani gereksinimi içeren bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulur. 

4. a) Eğitim, bütün aşamalarında parasız sunulan kamusal bir hizmet olarak toplumun çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenir. Bütün özel eğitim kurumları kamulaştırılır. 

b) Eğitim, insanın yetenek ve yaratıcı gücünü ortaya çıkaran, geliştiren bilimsel içerikli bir etkinliğe dönüştürülür. 

c) Anadilde eğitim, sosyalist devletin güvencesi altındadır. Ülke ve bölgede yaşayan halkların birbirlerinin dil ve kültürlerini daha yakından tanımaları eğitim sisteminin amaçları arasındadır. 

d) Yabancı dil eğitim politikası, insanlığın kültürel ve bilimsel birikiminden azami ölçüde faydalanmak ve halklar arası kardeşliği güçlendirmek hedefi doğrultusunda belirlenir. 

e) Herkesin istediği alanda öğrenim görebilmesi, toplumun gereksinimleri de gözetilerek sağlanır. 

f) Eğitim politikalarında öğrenim kurumlarının bütün öğeleri söz sahibidir. Öğretmenler, öğrenciler, veliler ve eğitim kurumlarındaki hizmet işçileri ayrı ve birleşik örgütlenmelerle eğitim politikalarının oluşturulmasına katılırlar. 

g) Yeni insanın sınıfsız topluma giden süreçte, aynı zamanda “mücadele eden insan” olduğundan hareketle, eğitim, sınıfsız-sömürüsüz bir dünya için verilen mücadeleye bilimsel ve ahlaki açılardan yardımcı olur. 

h) 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlerin, eğitim süreçlerinin bir parçası olmayan işlerde çalışmaları/çalıştırılmaları yasaktır. 

i) Okuma, yazma bilmeyen tek bir yurttaşın kalmaması sosyalist toplumun en temel görevlerinden birisidir. Ayrıca hiçbir yaş sınırlaması olmaksızın insanların bilgi ve becerilerini geliştirebilmeleri için her tür olanak sağlanır. 

  1. Bütün özel hastane ve sağlık kuruluşları kamulaştırılır. İlaç ve tedavi giderleri dahil bütün sağlık hizmetleri parasızdır ve devlet tarafından karşılanır. İnsan sağlığını bozucu her tür etkenin ortadan kaldırılması için mücadele edilir ve koruyucu hekimlik ve basamaklı sağlık hizmeti uygulamaları yaygınlaştırılır.
  2. İnsanlar moral ve fiziki açılardan kendilerini yeniden üretecekleri mekanlarda yaşama hakkına sahiptir. Bu hak doğrultusunda herkese gereksinimine uygun konut sağlanır. Konutların deprem, sel ve diğer doğa olaylarından etkilenmeyecek sağlamlığa sahip olmaları için gereken her tür önlem alınır. Konutlarda ısınma, elektrik enerjisi ve su bedelsiz olarak sağlanır.
  3. Toplumun kullanımına sunulan mal ve hizmetlerin fiyatları, toplumun entelektüel gelişiminin hızlandırılması ve tüketim alışkanlıklarının yeni insanın yaratılması mücadelesine yardımcı olacak biçimde değiştirilmesi hedefleri de dikkate alınarak belirlenir. 

Yeni insanın yaratılması mücadelesinin önemli bir parçası, kadın ve erkek arasında toplumsal etkinlik, fırsat eşitliği ve toplumsal roller açısından tarihsel süreç içinde ortaya çıkmış ayrım ve çelişkilerin ortadan kaldırılmasıdır. 

a) Parti, yasalarla güvenceye alınan kadın haklarının yaşamın bütün alanlarında gerçek ve kalıcı bir kazanıma dönüşmesi doğrultusunda mücadele eder, cinselliğin kadını aşağılayıcı ideolojik roller üstlenmesine, kadınlara yönelik her tür ayrımcılığa karşı durur. 

b) Kadının ev işleri ve çocuk bakımına bağımlılığının nedeni olan cinsiyet farklılığına dayalı iş bölümünün bütün toplumsal ve ideolojik yönleriyle tasfiye edilmesi için gereken mücadele verilir. Yemek, temizlik ve çocuk bakımı gibi kapitalist toplumda kadının üzerine çöken yükler, kolektif olanaklar seferber edilerek toplumun bütünü tarafından üstlenilir. Bu doğrultuda planlı kentleşmenin önemli bir parçası olan kreş, yemekhane ve çamaşırhaneler yaygınlaştırılır. 

c) Kadınların siyasal ve kültürel yaşama etkin bir biçimde katılmaları için her tür örgütsel olanak yaratılır. 

d) Parti, ailenin kapitalizm koşullarında üstlendiği iktisadi ve ideolojik işlevlerinden arındırılması ve sevgi temelinde gönüllü birlikteliklere dönüşmesi için mücadele eder. Çocukların bakımı, beslenmesi, sağlıklı bireyler olarak gelişimi ve eğitimi, sosyalist devletin güvencesindedir. 

  1. Gençlerin mümkün olan en erken yaştan başlayarak toplumsal yaşamın bütününe, siyasal karar alma süreçlerine, kültürel, sanatsal, bilimsel üretime katılabilmeleri özendirilir. Parçası oldukları eğitim veya spor kurumları ile yerelliklerde diğer yurttaşlarla eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları için olanak sağlanır. Sosyalist toplum, kapitalist toplumda baskı altında tutulan gençliğin yaratıcı enerjisini açığa çıkaracak, gençliği her alanda özgürleştirecektir.
  2. Kapitalizmin her türlü toplumsal etkinlikten uzaklaştırarak kimsesiz ve desteksiz bıraktığı yaşlıların yeni toplumun eşit, bakımlı, kamusal yaşama katılmaları özendirilen yurttaşlar olarak yaşamaları için gerekli bütün maddi ve manevi koşullar oluşturulur.
  3. Engellilerin eğitim ve üretim süreçlerine ve toplumsal yaşama katılmalarının koşulları yaratılır.
  4. Sanat, yeni insanın kendini özgürce gerçekleştirmesine katkı sağlayacak önemli alanlardan biridir.
    a) Parti, sanatçı yaratıcılığının özgürleşmesini hedefleyen girişimlere öncülük eder.
    b) Sanatın özgür bir ortamda toplumsallaşması, sanat emekçilerinin örgütlenmesi, sanatın insana ulaşmasını önleyen bütün engellerin kaldırılması, Parti’nin temel amaçlarındandır. Bu doğrultuda; 

i. Sanat emekçilerinin, kendilerine ayrılacaktoplumsal olanakları örgütlü ve kolektif olarak kullanmaları gözetilir. 

ii. Devletin sanatsal üretimde yeni ve farklı yaratma biçim ve tekniklerinin gelişmesine engel değil destek olması esastır. 

iii. Sanat ürünlerine yönelik her tür sansür kaldırılır. 

iv. Sanatın metalaşmasının önüne geçilir. 

v. Sanatsal üretimin bir azınlık uğraşı olmaktan çıkması ve yaygın bir toplumsal uğraş haline gelmesine çalışılır. 

vi. Parti, sanatsal ürünlerin sosyalist toplumun ve yeni insanın gereksinimleriyle çelişkiye düşmemesi için ideolojik mücadele verir. 

c) Kültürel ve tarihsel miras korunur ve tüm halkın erişimine açılır. 

13. Bilim ve bilimsel faaliyet sosyalist toplumun yetkinleştirilmesinde ve yeni insanın yaratılmasındaki temel başlıklardan biridir. Bilim ve teknolojinin sömürüyü artırmak amacıyla ya da sömürünün artmasına izin verdikleri ölçüde geliştirilebildiği, metalaştırıldığı, geniş kitlelere yabancılaştırıldığı koşulların sona ermesiyle bilimsel faaliyetin toplumun bütünsel çıkarları doğrultusunda yürütülmesi mümkün hale gelecektir. Bilimsel çalışmalara ayrılan kaynakların belirlenmesi ve dağıtım kararlarına bilim insanlarının örgütlü olarak katılmaları sağlanacaktır. Bilim insanlarının yürüttüğü çalışmalar sonucunda ortaya çıkan kazanım ve ürünler bütün insanlığın ortak malıdır. 

14. a) Kapitalist toplumda ticarileştirilen ve profesyonel bir faaliyet haline getirilen sporun yerini spor yapma olanaklarının her yaş, cinsiyet, meslek ve bölgeden bütün insanlara sunulduğu bir toplumsal örgütlenme alacaktır. 

b) Sporun yıkıcı, düşmanlaştırıcı bir rekabeti değil sağlık, eğlence ve dayanışmayı esas alması ve geliştirmesi hedeflenir. 

c) Spor, özel mekanlara sıkıştırılmak yerine işyerlerine, okullara, bütün yerleşim birimlerine yaygınlaştırılır. Geniş kitlelerin pasif izleyici durumundan çıkmaları özendirilir. 

15. a) Herkes inanç özgürlüğüne sahiptir. Hiçbir kurum, insanlar üzerinde manevi baskı kuramaz. 

b) Dinin siyasallaşmasının önüne geçilir. İnsanların dinsel inanışları hiçbir resmi belgede yer almaz. 

c) Din, eğitim kurumlarında toplumsal bilimlerin bir araştırma konusu olarak ele alınır. 

d) Parti, her türden metafizik inanışın yerine insanlığın bilimsel kazanımlarının geçirilmesi için verilecek siyasal-ideolojik mücadelelerin öncüsüdür. 

16. a) Çevre ve kültür değerleri, ticari birer meta olmaktan kurtarılarak devlet tarafından korunur ve tüm toplumun kullanımına açılır. Kıyıların, ormanların, doğal ve tarihsel zenginliklerin tahrip edilmesine karşı ağır yaptırımlar uygulanır. 

b) Sosyalist sanayileşme ve kentleşme politikalarında ve uygulamalarında çevre ve insan sağlığının korunması öncelikli olarak gözetilir. Çevre politikasının belirlenmesinde ve somut uygulamalarda toplumun bütününün ve ilgili toplulukların örgütlü biçimde yer almaları sağlanır. 

c) Ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan kentlerin kırlara karşı göreli üstünlüğünden kaynaklanan eşitsizliklerin giderilmesi doğrultusunda önlem alınır. 

d) Kentlerde toplu taşımacılık yaşama geçirilir ve ücretsiz kamu hizmetine dönüştürülür. Kent içi ve kentler arası ulaşımda karayollarının kapitalist toplumda kazandığı ağırlık azaltılarak, daha güvenli ve verimli ulaşım biçimleri yaygınlaştırılır. 

e) Doğal afetlerin yıkıcı etkilerini yok etmek için gerekli kaynakların ayrılması, bu yönde bilimsel çalışmalar yürütülmesi sosyalist devletin sorumluluğudur. Bu çalışmalar halkın bilgisine, katılım ve denetimine açıktır.

To Top