15 Temmuz kalkışmasının üzerinden sekiz yıl geçtiği halde henüz hesaplaşılmış değil.
250 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce insanın yaralandığı bu İslamcı darbe girişimi, siyasal İslam’ın ülkemize vaat edebildiği kanlı geleceği göstermiştir.
Amerikancılıkta yarışan, ülke kaynaklarını yağmalamakta beis görmeyen, kendilerinden başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan birbirlerinin ikizi olan iki gruptan birinin diğerinden hesap sormasının mümkün olmadığı açıktır.
Dün FETÖ ne istediyse veren AKP, bugün yeni FETÖ’lerin geliştiği tarikatlara ne isterlerse vermeyi sürdürmektedir.
Dün FETÖ’yü kollayan, koruyan, devlete yerleştiren ve onunla işbirliği yapan AKP, bugün yeni FETÖ’lerin geliştiği tarikatları kollamayı, korumayı, devlete yerleştirmeyi ve onlarla işbirliği yapmayı sürdürmektedir.
Dün ABD’sinden İngiltere’sine emperyalistleri FETÖ’yü destekliyorlar, ülkemizi işgal edeceklerdi diye suçlayan AKP, bugün ekonomik kriz için biraz kaynak bulmak adına NATO planlarına en önde koşmayı sürdürmektedir.
Dün FETÖ ile birlikte emekçilerin payına ancak şükretmenin düştüğünü vaaz eden AKP, bugün sömürge valisi gibi davranan İngiliz Mehmet Şimşek ile yoksulluğun pençesinde şükretmeye dahi fırsat vermeyecek şekilde boğmayı sürdürmektedir.
Emekçi halkımız, değerlerini ve inançlarını sömüren, kendi zenginliklerine zenginlik katarken aç yatanlara, yokluk çekenlere dönüp bakmayan, Amerikancılıkta birbirleriyle yarışanları ve onların en büyük destekçisi patronları sırtından atmadan ne 15 Temmuz’un hesabını sorabilecek ne de huzurlu bir gelecek kurabilecektir.
15 Temmuz ile hesaplaşmak, Amerikancılıkla, siyasal İslamcılıkla, holdingleşen tarikatlarla ve bunların destekçisi patronlarla hesaplaşmaktan geçer!