Son yaşanan koronavirüs pandemisi kapitalizmin ne kadar akıl dışı bir sistem olduğunu göstermek açısından yeterlidir. Yaklaşık kırk yıldır emperyalistler ve kapitalizmin savunucuları, neo-liberalizmin insanlık için bolluk rejimi getireceğini ve eşitliğe daha fazla yaklaşılacağını savunmaktaydılar. Pandemi bu balonu patlattı ve vahşi kapitalizmin gerçek yüzü bir kere daha ortaya çıktı.

Bu durum dünyada da böyledir, ülkemizde de…

Ülkemizin kurtuluş yolu sosyalist bir düzenin kurulmasından geçiyor.

Sosyalizmde ülkeyi emekçiler yönetir. Üretimin sonucunda ortaya çıkan değer hakça ve eşit bir şekilde paylaşılırken planlamayla toplumsal ihtiyaçlar için kullanılır.

Sosyalizmde emperyalizme bağımlılık sona erer.

Sosyalizmde merkezi planlama vardır. Sermayenin ya da uluslararası tekellerin çıkarlarını savunan ekonomik yönetim yoktur.

Sosyalizmde laiklik temel bir ilke olarak toplumsal ve siyasal hayatın temelidir.

Sosyalizmde yönetim biçimi cumhuriyettir. Emekçilerin, gençlerin ve kadınların temsilcilerinden oluşan bir parlamento vardır. Tek kişi veya küçük bir azınlığın yönetiminden ve patronların varlığından söz edilemez.

Sosyalizmde eğitim, sağlık, barınma, ulaşım ve tüm insani ihtiyaçlar birer haktır ve ücretsizdir. Kısacası sosyalizm emekçilerin kurtuluşu olacak tek sistemdir.

Eşitlik, laiklik ve bağımsızlık mücadelesinin bu anlamda tamamlayıcısı Sosyalist Türkiye kavgasıdır.

Yağma yok, sosyalizm var!