1939 tarihinde faşist Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi ile İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül’ün anlamı bugün içinden geçtiğimiz kesitte daha da önemli hale gelmiştir. Bölgesel savaşların Üçüncü Dünya Savaşı’nın kapısını çaldığı bu konjonktürde 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün önemi ve anlamı daha fazla bilince çıkarılmalıdır.
Emperyalistler ve dünya üzerinde savaşlardan beslenen güçler açısından ise 1 Eylül Dünya Barış Günü unutturulmaya ve yok sayılmaya çalışılmaktadır. Çok açık ki, günümüzde emperyalizmin ve işbirlikçisi güçlerin dünyayı paylaşma yönündeki arayışı ve saldırganlığı hız kesmeden devam ediyor.
20. Yüzyılda dünyada barışın en önemli teminatı sayılacak olan Sovyetler Birliği’nin çözülmesi ile birlikte emperyalist saldırganlık ve yayılmacılık gemi azıya almıştır.
Yogoslavya’yı parçalayan emperyalizm, yıllardır birlikte yaşayan Balkan halklarını birbirine düşman etti. Geriye kanlı katliamlar ve bölünmüş halklar kaldı.
Taliban’ı bahane ederek Afganistan’a yapılan müdahalenin ardından bugün Afganistan’da Taliban rejimi kuruldu. Demokrasi ve özgürlükler adına Afganistan’a dönük yapılan işgalden bugün geriye kadınların sokakta konuşmasını dahi yasaklayan şeriatçı ve insanlık dışı bir rejim kaldı.
Emperyalizmin Ortadoğu’ya dönük müdahalesi ise Irak’ın işgali ve Suriye’nin parçalanması oldu. Arap Baharı ile Ortadoğu’ya demokrasi gelmedi ama geride yüzbinlerce insanın ölümü, kentlerin yıkımı ve milyonlarca insanın göçü kaldı. Vekalet olarak cihatçı çeteleri kullandılar!
Bugün İsrail’in Gazze’ye dönük saldırganlığı hatta daha doğru bir ifadeyle İsrail’in Filistin’e dönük açtığı savaş 40 binden fazla sivilin yaşamını yitirmesi ile devam etmektedir.
Emperyalizmin dünya üzerinde savaşı tetiklediği ve desteklediği bir diğer coğrafya ise Ukrayna’dır. Rusya’nın kuşatılması siyaseti doğrultusunda Ukrayna’da başta ABD ve NATO olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri tarafından desteklenen Neo-Nazi iktidar emperyalist saldırganlığın başka bir yüzünü gösteriyor.
Kafkasya’da yeni hesaplar yapan emperyalizm Karadeniz’i bir NATO gölüne çevirmek isterken Ortadoğu’da şimdi de İran’ı yıkmak için yeni oyunlar kurmaktadır. Suriye ve Irak’ın parçalanmasını hedefleyen ABD emperyalizmi, Kürt halkının ulusal hakları üzerinden emperyalist emellerini gerçekleştirmenin peşindedir. Tıpkı Yugoslavya’nın parçalanmasında yaptığı gibi işbirlikçi devletçikler üzerinden emperyalizmin ve Siyonist İsrail’in çıkarlarını korumak için Ortadoğu’da kanlı planlar çizmekten geri durmuyor.
Sonuç ise Türk, Kürt, Arap ve Fars halklarının birbirine düşman olması ve bölgesel savaşın bölgeyi kan gölüne çevirmesi olacaktır.
Emperyalizm varsa savaş var, katliam var, yıkım var! Emperyalizm varsa, Nazizm var, cihatçı çeteler var, Siyonizm var!
Emperyalizm, Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Akdeniz’de ve Kafkaslarda yeni oyunlar peşindedir!
Bu açıdan 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde NATO’ya, emperyalizme, faşizme, Nazizm’e ve siyonizme karşı yeniden mücadele zamanıdır.
1 Eylül Dünya Barış Günü, savaşa, faşizme ve emperyalist barbarlığa karşı barışın savunulduğu günün adıdır. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde emperyalizme ve faşizme karşı mücadele yükseltilmelidir.
Kahrolsun emperyalizm ve faşizm!
Yaşasın barış!