Ülkemiz AKP-MHP tarafından temsil edilen gerici-faşist iktidardan ve tek adam rejiminden bir an önce kurtulmalıdır. 20 yıllık iktidarın son bulmasını komünistler de önemsemektedir.
Ancak ülkenin düzlüğe çıkması, tek başına AKP iktidarının sona ermesiyle mümkün değildir.
Ülkemiz aynı zamanda tarikatların yobazlığından da, bugün müteahhitlerin başını çektiği sermaye saltanatından da, emperyalizmin boyunduruğundan da kurtulmalıdır. Ancak ve ancak emeğin, laikliğin, kamuculuğun ve anti-emperyalizmin programı, yani sosyalist program ülkenin bugünkü temel ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlarını çözebilir.
CHP’nin başını çektiği ve 5 sağ partinin içinde olduğu Millet İttifakı’nın, yayınladıkları metinlere bakarak ve olgusal olarak da, ülkeyi bu karanlıktan, sömürüden, yağmadan kurtarabileceği beklenmemelidir! AKP’nin içinden çıktığı Saadet Partisi ile, AKP’nin içinden çıkan Deva ve Gelecek Partisi ile ve MHP’nin içinden çıkan İyi Parti ile Türkiye’nin sorunları çözülemez!
Açıktır ki, bu partiler CHP’ye tutunarak ikballerini düşünmektedirler. Üç gün sonra kendi yollarına gideceklerdir! Şimdiden pazarlık yapanların yarın AKP ile ittifak yapmayacaklarının dahi garantisi yoktur!
Elbette her siyasi partinin kendi programı ve yolu vardır. Komünistlerin de programı, yolu, ilkeleri ve siyaseti bellidir. Diğer siyasi partilerle temel birçok noktada siyasi ayrımlarımız açıktır. Bu bağlamda CHP ve Millet İttifakı gibi HDP ile de taban tabana zıt görüşlerimiz ve farkımız ortadadır.
Hiçbir partinin ya da ittifakın yancısı ve destekçisi değiliz, olmayacağız.
Biz komünistiz, sözümüzü söylemekten çekinmeyiz!
Biz devrimci siyasetten, emeğin iktidarından, sosyalist Türkiye’den yanayız!
Türkiye Komünist Hareketi olarak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermeyeceğiz. Bununla birlikte yurttaşların bıktıkları AKP iktidarından kurtulmak için Millet İttifakını ne çare olarak göreceğiz ne de çare olarak göstereceğiz. Bu açıdan bir geçici baharla oyalanmak yerine milletvekili seçimlerinde sosyalizmin gerçek temsilcilerinin öne çıkması, sol bir odağın oluşturulması ve işçi sınıfı ve emekçi halkımızın çıkarlarının savunulmasını esas alacağız.
Bu bağlamda milletvekili pazarlıklarında da gözümüz yoktur! Milletvekili olmak için ilkesiz ittifaklar içinde olmayız, kimseye göz kırpmayız, yancılık yapmayız, takiye ise hiç yapmayız!
AKP iktidarının son bulmasının yanı sıra sermaye iktidarının da bir bütün olarak son bulması için ülkemizde solu güçlendirmeyi görev biliyoruz!
Laikliğin, anti-emperyalizmin ve kamuculuğun güçlenmesi ve savunulması hiçbir koşulda ötelenemeyecek, silikleştirilemeyecek tek sol tutumdur.
Sol, laikliktir.
Biz başkayız; tarikatlara sivil toplum demeyiz, Şeyh Said anması yapmayız. Şeyh Said anması yapanlarla da tarikatlara sivil toplum diyenlerle de yan yana düşmeyiz!
Sol, anti-emperyalizmdir.
Biz başkayız; NATO’ya da AB’ye de, emperyalist şirketlere de karşıyız. NATO demokrasinin güvencesidir diyenlerle de, AB’den demokrasi geleceğini düşünenlerle de yan yana gelmeyiz!
Sol, kamuculuktur.
Biz başkayız; piyasa ekonomisine, özelleştirmelere ve emperyalist finans kurumlarına karşıyız. Bankaların, fabrikaların, madenlerin, limanların ve özelleştirilen bütün kurumların devletleştirilmesinden yanayız. Emperyalist finans kurumlarından gelecek paraya güvenenlerle, ekonomiyi Babacanlara teslim edenlerle ve TÜSİAD ile görüşenlerle yan yana gelmeyiz!
Türkiye Komünist Hareketi, mücadelesini bu doğrultuda kararlılıkla sürdürürken, seçimlerde de “yeni bir cumhuriyet” şiarıyla oylar sosyalizme demektedir.
Emekçi halkımız ve ülkemiz seçeneksiz değildir.
Türkiye’nin bütün komünistleri, sosyalistleri, devrimcileri, ilericileri, yurtseverleri, Cumhuriyetçileri, sol saflarda birleşiniz!
Oylar gericiliğin, faşizmin, haramilerin, istibdat rejiminin yenilgisine!
Oylar sosyalizme, oylar orak-çekice!