İsrail’in Lübnan’ın başkenti Beyrut dahil olmak üzere Lübnan’ın güney bölgelerini hedef alan saldırıda 500’den fazla Lübnanlı yaşamını yitirmiş, 2000’e yakın Lübnanlı ise yaralanmıştır. Bu saldırı ölçeği açısından son yılların en büyük saldırısı olarak kayıtlara geçmiştir.
Gerici, faşist Netanyahu iktidarının Filistin ve Gazze’de 40 binden fazla insanın katlettiği savaş politikasını bu sefer Lübnan’a taşıması ve Lübnan’ın güneyinin özellikle hedef alması, Ortadoğu’da Siyonist yayılmacılığın açık kanıtı ve İsrail’in bölgesel bir savaş isteğinin somut göstergesidir.
Yayılmacılık ve savaş arayışının tek başına İsrail’deki iktidara indirgenmesi ise eksikli bir düşüncedir. İsrail Ortadoğu’da başta ABD olmak üzere emperyalizmin koçbaşı olarak görev üstlenmekte, emperyalist yayılmacılığın ve savaş politikalarının bir kolu olarak faaliyet yürütmektedir.
“Gazze’de Hamas ve Lübnan’da Hizbullah’a karşı mücadele ediyoruz” diye yükseltilen gerici, faşist ve katliamcı politikanın özünde emperyalizmin bölge politikalarının yer aldığı açık olarak bir kere daha söylenmeli, İsrail’in katliam politikasına hiçbir koşulda prim verilmemelidir.
İsrail bugün bir bütün olarak Filistin’de tarihsel kökleri oldukça güçlü olan bir ulusal kurtuluş mücadelesini ve egemen bir devlet olan Lübnan’ı hedef almaktadır. Bu durum, Filistin’de iki devletli bir çözüme dahi yanaşmayacağını ortaya koymaktadır.
İsrail’in ve emperyalizmin ikiyüzlü politikalarına kanmayalım. Daha düne kadar Suriye’de cihatçı terör örgütlerini besleyen ve destekleyenler onlardı.
ABD emperyalizminin timsah gözyaşlarına ve sahte çözümlerine inanmayalım. İsrail Gazze’de tarihin en büyük katliamlarından birine imza atarken Akdeniz’e getirdikleri savaş gemileri ile katliama en büyük güvenceyi verenler onlardı.
Bir de ülkemizdeki “Siyonist İslâmcılar”ı, her söze “Ey Netanyahu” diye başlayıp İsraille ticarete devam edenleri ve bunu neredeyse bir devlet politikası haline getirenleri unutmayalım.
Ortadoğu’daki emekçi halkların kurtuluşu için emperyalizmin bölgeye dönük müdahalelerine, gerici, faşist İsrail yönetiminin yayılmacılığına ve savaş politikalarına, emperyalizm işbirlikçiliğine karşı mücadele büyük önem taşımaktadır.
Savaşa hayır!
Kahrolsun emperyalizm, kahrolsun siyonizm!