0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr

TKH Merkez Komitesi kararları açıklandı
TKH Merkez Komitesi kararları açıklandı

2024 Konferansı’ndan sonra yeni bileşimiyle toplanan Türkiye Komünist Hareketi Merkez Komitesi, Türkiye ve dünyadaki siyasal gelişmeleri ele almış ve önümüzdeki dönem partinin yürüteceği siyasal çalışmaları planlamıştır. Bu doğrultuda ele alınan gündemler ve kararlar kamuoyunun dikkatine sunulur.

LAİKLİK İÇİN AKP ANAYASASINA HAYIR KOMİTELERİNDE BİRLEŞELİM!

22 yıllık AKP iktidarı, 1923 Cumhuriyeti’nin yerine yeni bir rejim kurmuştur. Sermaye sınıfının ve kapitalizmin çıkarları için hukuksuzluk, gericileşme ve otoriterleşme bu rejimin en temel unsurlarıdır. 12 Eylül’den sonra sermayenin sınıfsal iktidarının her alanda tahakkümü anlamına gelen AKP iktidarı, laik, sosyal ve hukuk devleti normlarını tamamıyla ortadan kaldırmış, emek düşmanı, gerici ve işbirlikçi bir rejim kurmuştur. Başta bağımsızlık, kamuculuk, laiklik ve halkçılık olmak üzere Cumhuriyet’in kazanımları 22 yıllık AKP iktidarıyla birlikte ortadan kalkmış, Cumhurbaşkanlığı sistemi ile sadece idare biçimi değil ülkenin kuruluş paradigmaları değişime uğramıştır. Bugün gelinen nokta itibariyle AKP, kurduğu rejimin anayasasını gündeme getirmektedir. Rejimin hukukunu oluşturarak başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet’in bütün “yüklerinden” kurtulmak isteyen Cumhur ittifakı aynı zamanda baş başa kaldığı ideolojik ve iktisadi krizi aşmak için “yeni anayasa” gündemini temsil ettiği iktidar blokunun gündemi olarak emekçi sınıfların önüne getirmek istemektedir.

12 Eylül cunta anayasasına karşı sivil anayasa söylemi hem inandırıcı hem de gerçek değildir. 12 Eylül cuntasının Türk-İslam sentezi ideolojisi bugün AKP tarafından temsil edilmektedir. AKP, 12 Eylül cuntasının yol verdiği karşı-devrim sürecinin aktörü olarak 12 Eylül rejiminin tamamlayıcısı bir partidir.

Partimiz, AKP-MHP tarafından gündeme getirilecek anayasa değişikliğinin mevcut anayasanın daha gerisinde bir rejimin kurumsallaşması anlamına geleceği için müzakere edilmesini dahi yanlış bulmakta, anayasa değişikliğine tereddütsüz hayır demektedir.

Bugün AKP eliyle gündeme getirilecek olan “yeni anayasa” sivil değil, istibdat rejiminin anayasası olarak ülkeyi daha geriye götürecektir. Başta laiklik ilkesi ve laikliği koruyan hükümler ile cumhuriyetin kazanımlarının tasfiyesi hedeflenmekte, aynı zamanda adı konulmamış bir din devletinin temelleri atılmak istenmektedir. Partimiz, laikliğin tasfiyesi anlamına gelecek yeni anayasaya temelden karşıdır.

Bununla birlikte yeni anayasa Recep Tayyip Erdoğan’a yeniden seçilme hakkının aracı olacağı gibi ekonomik krizin ve emekçilerin daha da yoksullaşmasının üzerini örtecektir. “Sivil anayasa” söylemi kullanan ve sahte demokrat bir maske takan AKP iktidarının yeni anayasa başlığını aynı zamanda kendi tabanını konsolide etmek için kullanacağı açıktır. İstibdat anayasasına karşı emek, laiklik, bağımsızlık ve cumhuriyet için sesini yükselten emekçiler AKP’nin bu oyununu bozacaktır.

Partimiz, “AKP’ye de AKP Anayasası’na” da hayır demek için bütün ilerici yurttaşları yan yana gelmeye, bu anayasaya dayatmasına karşı güçlü bir barikat örülmesi için örgütlü mücadeleye çağırmaktadır.

Partimiz laiklik ve Cumhuriyet için “AKP Anayasası’na Hayır Komiteleri”ni bugünden itibaren her alanda kurmak için ülkenin ilerici güçlerini göreve ve inisiyatif almaya çağırmaktadır.

Partimiz, bu karşı devrim sürecine dur demek için AKP anayasasına geçit vermeme çağrısını bütün ilerici güçlere yönelik yinelerken, sosyalist, devrimci ve ilerici güçlerin ortak mücadele hattında buluşmasını görev bilir.

FATURAYI AKP’YE KES!

Bugün ülkemizin en önemli sorunu sermaye sınıfı ve onun baş temsilcisi olan AKP eliyle yürütülen emek düşmanı ekonomi siyasetinin yol açtığı krizdir. AKP ve sermaye sınıfı açısından bu krizden kurtulmanın tek yolu, krizin bedelinin emekçilere ödetilmesidir. Krizin nedeni patronlar iken, bu krizin faturasını bir kez daha emekçilere kesen ve IMF programını ülkemizde uygulamaya sokan AKP iktidarıdır.

AKP tarafından gündeme getirilen kriz karşıtı program, daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla sömürü anlamına gelmektedir. Faiz, rant ve talan ekonomisinin yaratmış olduğu krizin bedelini emekçiler değil patronlar ve AKP ödemelidir. Tersinden, AKP’den hesabı emekçiler sormalıdır.

Partimiz bu hedefle, önümüzdeki dönemde işçi sınıfı başta olmak üzere emekçi sınıfların örgütlenmesi ve mücadeleyi yükseltmesi amacıyla Ekim ayı itibariyle yoğun bir siyasal çalışma yürütecektir.

“Faturayı AKP’ye kes!” başlığı ile yürütülecek çalışma için afiş ve stand çalışmaları ile emekçi sınıfların yoğun bulunduğu alanlarda bildiri çalışması yapılacak, AKP tarafından dayatılan yoksullaşma programına karşı örgütlü mücadele yükseltilecektir.

Partimiz bu doğrultuda Kasım ve Aralık ayında emekçilerin buluşacağı İşçi Okulları düzenleyecektir.

100.YILINDA LENİN SEMPOZYUMU

Ölümünün 100. yılında dünya sosyalist hareketinin önderlerinden ve aynı zamanda insanlığın eşitlik, özgürlük ve kardeşlik şiarının büyük ismi Lenin için bir sempozyum düzenlenmesi karar altına alınmıştır. Emperyalizmin dünyayı her geçen gün daha da karanlığa boğduğu ve emperyalist barbarlığın vekalet savaşlarını yaşadığımız bu dönemde Lenin’in düşüncelerini ve teorisini bugüne taşımak büyük önem taşımaktadır. “Ölümünün 100. Yılında ve Emperyalizm Çağında Lenin’in Düşüncesi: Devrimin Güncelliği” konulu Sempozyumu’n Kasım ayında hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır.

EMPERYALİST VE SİYONİST BARBARLIĞA KARŞI FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ

Siyonist İsrail devletinin, Ortadoğu’da emperyalizmin “vekil” devleti olduğu bir kez daha görülmüştür. Uluslararası hukukun yok sayıldığı, doğrudan sivillerin hedef alınarak savaş suçu işlendiği, çoğu sivil olmak üzere 40 binin üzerinde insanın katledildiği ve işgal siyasetinin genişleyerek sürdüğü bir tabloda Siyonist İsrail devleti, sadece bir “vekil” devlet değil aynı zamanda bir haydut devlet olarak tanımlanmalıdır.

Filistin halkının kendi topraklarından sürülmesine neden olan, Filistin topraklarını işgal ederek yerleşime açmayı ısrarla sürdüren ve Filistin devletinin kurulmasına bile tahammül etmeyen İsrail devleti, büyük bir bölgesel savaşın ateşini yakmak istemektedir. Haydut devlet Siyonist İsrail’e karşı durmak, aynı zamanda emperyalizme, emperyalizmin taşeronluğunu yürüten cihatçı çetelere ve emperyalizm işbirlikçiliğine karşı durmakla mümkündür.

Suriye devletinin yıkımına ortak olan cihatçı çetelerin, Filistin halkının yanında yer alan Hasan Nasrallah’ın İsrail tarafından öldürülmesine sevinmeleri, Suriye’de cihatçı çetelerin arkasındaki gerçek gücü ve AKP’nin dış politikasının aslında kime hizmet ettiğini göstermesi bakımından ibretliktir. AKP’nin ve ülkemizdeki siyasal İslamcılığın özünde Amerikancı ve İsrail’in çıkarlarına hizmet eden bir siyasal çizgiyi temsil ettikleri bir kez daha görülmüştür. Emperyalist ve Siyonist barbarlığa karşı Filistin halkının yanında yer aldığımızı ilan ediyoruz. Filistin başta olmak üzere Ortadoğu halklarının kurtuluşunun ve barışın yolu emperyalizmle karşı mücadeleden geçmektedir.

WhatsApp