1-2 Şubat tarihlerinde toplanan Türkiye Komünist Hareketi yetkili kurulları, Türkiye ve Dünya’daki siyasal gelişmeleri, partinin siyasal çalışmalarını ve önümüzdeki dönem hedeflerini ele aldı. TKH Parti Meclisi, önümüzdeki dönemin siyasal hedeflerini belirlerken, partinin Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Komitesine bu hedeflere varılması için yetki vermiş, yeni bir dönem için kolları sıvamıştır. Parti Meclisimiz aşağıdaki konuları ele alarak karara bağlamıştır:
AKP’nin sınır çektiği düzen siyaseti ve muhalefeti
1. AKP’nin yerel seçimlerin ardından devreye soktuğu “Yeni Anayasa” süreci, farklı boyut ve açılımları ile devam etmektedir. Düzen siyasetinde bir yandan “normalleşme” başlığı bir yandan baskı siyaseti gündeme getirilirken, diğer yandan bölgedeki yeni siyasal denkleme göre Kürt siyasetini de içine alan bir “çözüm” gündeme gelmektedir. AKP’nin devreye soktuğu bu siyaset tek başına sıkışmış olması ile açıklanamaz. Aynı zamanda emperyalizmin yeni dönemine uygun bir konum alma ve düzen siyasetinde sınırları yeniden çizme çabası vurgulanmalıdır.
2. Düzen siyasetinde sınırları çizme çabası bir yandan “pazarlıkları” gündeme getirirken diğer yandan da “baskıyı” bir siyaset aracı olarak kullanmaktadır. AKP, yeni döneme uygun bir siyasi düzlem yaratmak için, bu düzlemin dışında “kalan” tüm siyasi aktörlere baskıyı siyaset aracı olarak kullanıp bir sınır çizme arayışındadır. CHP ve HDP belediyelerine kayyum atama, gazetecilere ve Halk TV’ye dönük tutuklama dalgası, oyuncuların “Gezi soruşturmasına” uğraması, teğmenlerin “yemin töreni” ardından ihraç edilmesi, devrimci demokrat güçlere yönelik geliştirilen polisiye operasyonlar bu sınır çekmek çabasının ürünüdür.
3. AKP’nin düzen siyasetinde oluşturmaya çalıştığı siyasi düzleme uyumsuz duran ve hatta faşist hareketin bir parçası olan Ümit Özdağ’ın dahi “kenara çekildiği” bu süreçte, istibdat rejimi bütün araçlarını devreye sokmaktadır. Bu istibdat rejimi, karakterine uygun olarak, ele geçirdiği hukuk sistemi aracılığı ile önce suç yaratmakta, sonra suç üzerinden bir politik söylem geliştirmekte, sonra da bu politik söylem üzerinden siyasi taraflaşmayı belirlemeye çalışmaktadır. AKP’li tarihin bir özeti olan bu strateji, bugün de devam etmektedir.
4. İstibdat rejiminin bu “olağan” karakteri, AKP’nin hem güçlü hem de zayıf yanını temsil etmektedir. Ancak AKP’nin siyasette oluşturmaya çabaladığı yeni düzlem, işsizlik ve yoksulluk boyunduruğunda olan emekçi sınıflar açısından bu sefer karşılık bulamamakta, çalınan minare kılıfına uymamaktadır. Bugün komünistler açısından önemli görev, AKP’nin en güçlü olduğunu düşündüğü bu “yeni siyaset düzlemi oluşturma” operasyonuna karşı toplumun ihtiyaç duyduğu politikaları belirleme çabasıdır. AKP’nin düzen siyasetine çizdiği çerçeve komünistler açısından karşıya alınacak ve istibdat rejimine karşı “yeni bir Cumhuriyet” şiarı etrafında başka bir siyasi çerçeve toplumsal mücadelede bir seçenek haline getirilecektir.
5. Bu gelişmeler ışığında, AKP’nin belirlediği siyasette, düzen muhalefetinin merkezi rolünü üstlenmiş olan CHP’nin de sınırları bellidir. Hukuk aracılığıyla düzen muhalefetine dönük geliştirilen tutumlar istibdat rejimine karşı toplumsal tepkiyi daha da artırırken, bu tepkinin düzen cephesinde temsilcisi olarak CHP ve Ekrem İmamoğlu’nun sermaye sınıfının bir diğer kanadı tarafından öne çıkarılmaya çalışıldığı sabittir. AKP’nin belirlediği sınırları manipüle etme konusunda etkin olan Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Erdoğan karşısındaki en büyük aktör olarak gösterilirken, istibdata yönelen tepkileri arkasına alma çabasına bugünden girişmiştir. Düzen muhalefetinin siyasal merkezine oturmaya çalışan İmamoğlu, AKP’nin temsil ettiği sermaye düzenine karşı “demokratik” sermaye düzeni önermesiyle bir alternatif geliştirmeye çalışmaktadır. Ancak bizim bu konuda yaklaşımımız ise çok sadedir: Sağın alternatifi sağ olamaz!
İstibdat rejiminin bütününü karşıya alan bir siyasal odak zorunluluktur
6. Komünistler açısından yukarıda çizdiğimiz tablo sol açısından da netleşilmesi gereken bir tablodur. Geçtiğimiz 10 yıla damga vuran “AKP ha gitti ha gidecek” beklentisi, solu AKP karşısında alternatif olarak CHP ve HDP arasına sıkıştırmış, stratejisini kaybeden sol, siyasetini de kaybetmiştir. Yakın dönemimize damga vuran bu gerçeklik, sol açısından sınır çekilecek bir hat olmadığı ölçüde “birlik”, “muhalefet”, “Cumhurbaşkanlığı adayı” çağrılarını CHP’nin yeni dönem siyasetinin bir unsuru haline getirmektedir.
7. Partimiz Türkiye Komünist Hareketi açısından istibdat rejimi her yönüyle; gericilik, işbirlikçilik ve sömürü karşıya alınması gereken bir rejimdir. Bununla beraber Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, istibdat rejimini karşısına alan ilerici, devrimci, yurtsever ve sol bir alternatif odağın zorunluluğunun farkındadır. Bu odağın yaratılması, büyütülmesi ve gerçek bir toplumsal alternatif olması için her türlü çaba Partimiz tarafından el üstünde tutulacaktır. Partimiz, böyle bir alternatifin yaratılması için sol, sosyalist, ilerici, laik ve yurtsever kesimlerle birlikte yürüttüğü çalışmaların bir merkez haline gelmesi için tüm gücüyle mücadele edecektir. Geçmişe sünger çekemeyiz, ancak geleceği kazanacak bir alternatifi ayağa kaldırabiliriz!
Partimizin örgütsel dönüşümü güçlü bir komünist partisi içindir
8. Yukarıda belirttiğimiz siyasal gelişmelerle birlikte, Partimiz bugün Türkiye’de sınıf mücadelesinin ihtiyaç duyduğu komünist partiyi yaratmak için örgütsel dönüşümünü sürdürmektedir. Son altı ay içerisinde parti örgütümüzün ısrarlı bir biçimde sürdürdüğü, her türlü işçi direnişi ile kurduğu bağların toplumsal ölçeği de, sayısı da büyümek zorundadır. Polonez işçilerinin direnişi, Tarkett ve metal işçilerinin grevleri, inşaat işçileri arasında yürüttüğümüz direnişler ve emekliler arasında sürdürülen ısrarlı mücadele, Parti örgütümüzün son altı ayı boyunca sürdürdüğü çalışmalardan sadece birkaçıdır. Parti örgütümüzün örgütsel dönüşümünü de temsil eden bu ısrarlı çalışmaların örgütleyicisi olan yoldaşlarımızı kutlarken, aynı zamanda bu örneklerin sayısını çoğaltmak zorunda olduğumuz bir döneme girdiğimizin de bilincindeyiz.
İstibdat rejiminin bütününe dönük siyasal çalışmaları büyüteceğiz!
9. Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, emekçi kardeşlerimizle omuz omuza yürüttüğü çalışmaların örneklerini arttırmak için bir yandan çalışırken, bir yandan da sermaye düzeninin yarattığı ekonomik ve toplumsal yıkıma karşı sosyalizm alternatifinin öne çıkması için siyasal kampanyalar ve açılımlarda örgütlemekte ısrarcıdır. Son üç aydır devam ettiğimiz ve ekonomik/toplumsal yıkımın boyutlarını anlattığımız “Faturayı AKP’ye kes” çalışması ülkenin çok farklı emekçi semtlerindeki tepkiyi göstermesi açısından öğretici olmuştur. Bununla birlikte istibdat rejiminin içine girdiği dönem düşünüldüğünde, 1 Mayıs’a kadar sürdüreceğimiz çalışmalarda istibdat rejiminin bütününe odaklanan bir siyasal çalışmayı önümüze koyacağımızı şimdiden ilan ederiz.
“Ne yapmalı?” diyen emekçileri bir araya getireceğiz
10. 1 Mayıs’a kadar canlı ve siyasal bir çalışmayı önüne koyan Türkiye Komünist Hareketi üye ve dostlarıyla birlikte yürüttüğü siyasal faaliyetleri büyütmek adına ülke geneline yayılan “Ne Yapmalı” toplantılarına başlayacaktır. Türkiye ve Dünya’da emekçilerin arayışlarının arttığı bir dönemde sosyalizm programını daha fazla insanla birlikte buluşturmak için yapacağımız toplantıların takvimini önümüzdeki günlerde duyuracağız.
3 Mart Laiklik Gününe yakışır bir siyasal çalışma yürüteceğiz!
11. İstibdat rejiminin ana sütunlarından biri olan gericiliğe karşı Türkiye’nin ilerici birikimini temsil etmek üzere yola çıkan Laiklik Meclisi’nin geçtiğimiz yıl ilan ettiği “3 Mart Laiklik Günü” çağrısını selamlıyoruz. İnanıyoruz ki Laiklik Meclisi’nin bugün temsil ettiği siyasal mevzi, önümüzdeki dönem Türkiye’nin ilerici birikiminin yolunu ve yönünü belirleyecektir. Bu bağlamda, partimiz 3 Mart Laiklik Gününe özel bir önem atfederken, 3 Mart 2025 günü farklı illerde Laiklik Günü’ne yakışır bir siyasal çalışma yürütecektir.
12. Gene istibdat rejiminin temel saldırı noktalarından birini oluşturan emekçi kadınlar arasında yürüttüğümüz çalışmalar yoğunlaşmakta ve büyümektedir. Bu çalışmaların iyi bir örneğini oluşturan 25 Kasım çalışmaları, ilerici kadın hareketinin yönünü ve çizgisini göstermiştir. 8 Mart’a doğru bu yönü büyütmeye devam edeceğimizi şimdiden ilan eder, İstanbul, Ankara ve İzmir’de ilerici kadınların yapacağı etkinlikler için kolları sıvayacağımızı bildiririz.
1 Mayıs’ta emekçilerin alternatifi için ileri!
13. Son yıllara damgasını vuran cansız ve hedefsiz 1 Mayıs’lar emekçilerin mücadelesini ileriye taşımak yerine geriletmekte, sosyalizm mücadelesine beklenen şekilde enerji vermemektedir. Geçtiğimiz yıl Taksim hedefiyle gerçekleşen Saraçhane buluşması da benzer bir eğilime hizmet etmiş olsa da, Saraçhane’de istibdadın kurduğu barikata karşı komünistlerin ve işçilerin direnci bu eğilimin etkisini azaltmıştır. Öte yandan 1 Mayıs’lar sadece direnci temsil etmesi yetmez, aynı zamanda emekçilerin alternatifini yaratması, mücadelenin diğer 364 gününe de hizmet etmesi gerekir. Partimiz Türkiye Komünist Hareketi bu bağlamda 1 Mayıs çalışmalarına şimdiden başlamakta, tüm Türkiye’de emekçileri istibdada karşı güçlü ve sosyalist bir seçeneğin parçası olmaya çağırmaktadır.
Türkiye’nin sosyalist seçeneği büyüyecek!
14. Türkiye Komünist Hareketi, zor günlerin ve seçeneklerin partisidir! Tarihe yazılan bu sayfayı büyütmek üzere Parti Meclisimiz kolları sıvamakta, Türkiye’nin sosyalist alternatifini büyütmek için kararlı, militanca bir mücadeleyi önüne koymaktadır. Tüm dostlarımızı bu alternatife kulak vermeye, Türkiye Komünist Hareketi saflarında mücadelenin bir parçası olmaya çağırıyoruz!