Cumhuriyet’in 100. yılında işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma cephesi için ileri!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 3. Kongre konferansı 5-6 Ağustos tarihinde düzenlenen toplantıların ardından başarıyla tamamladı. “Ülkenin Komünist Partisi Yükseliyor: Güçlü Örgüt, Sınıf Siyaseti, Sosyalist Cumhuriyet” başlığıyla ve Parti’nin tüm alan çalışmalarından delegelerin katılımıyla düzenlenen Kongre konferans toplantısında Türkiye ve dünyaya ilişkin politik gelişmeler değerlendirildi, Parti’nin siyasal ve örgütsel çalışmalarına dair kararlar alındı.
İşçilerin birlik, mücadele ve dayanışma cephesi için görev başına
Konferans toplantısında ele alınan en önemli başlıklardan bir tanesi Türkiye işçi sınıfının verili durumu ve politik pozisyonu olmuştur. Buradan hareketle komünistlerin ve öncü, devrimci Parti’nin rolü ile birlikte ele alınarak Türkiye’de sınıfın örgütlü bir güç ve politik bir özneye dönüşmesi için atılacak adımlar karar altına alınmıştır. Sınıfın bölünmüşlüğe terk edildiği, emekçilerin düzen partileri tarafından teslim alındığı, sendikal bürokrasinin ise bu kuşatmanın parçası olduğu ülkemizde komünistler işçi sınıfının cephesini güçlendirecek ve büyütecek adımlar atacaktır.
Bu bağlamda yeni bir mücadele aracının örgütlenmesi için Parti Kongresi, sermayenin saldırılarına, sermaye devletinin yasalarla sınıfın örgütlenmesinin önüne koyduğu engellere, sınıfın bölünmüşlüğüne karşı işçi sınıfının birliğini ve dayanışmasını örgütleyecek bir politik çıkışı karar altına almış, bu konuda araçların geliştirilmesi konusunda Merkez Komitesi’ni görevlendirmiştir.
Laikliği kazanacağız
TKH’nin 3. Kongresi vesilesiyle düzenlenen toplantıda AKP iktidarının gerici yönelimlerinin önümüzdeki dönem yeni rejimin temel karakteri olacağı tespit edilerek, Parti’nin laiklik mücadelesini her düzlemde yükseltmesi yönünde karara varılmıştır. Bu bağlamda Parti, Parti, laikliğin tasfiyesine karşı başta toplumun ilerici birikimini ve dinamiğini temsil eden kesimlerle birlikte halkın yaşam alanlarında laikliğin tasfiyesine karşı barikat öreceği bir siyasal mücadelenin örgütlenmesine öncülük edecektir.
Cumhuriyet’in 100. yılında “Yeni Bir Cumhuriyet Sempozyumu”
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı, Cumhuriyet’in kazanımlarının tamamen tasfiye edildiği bir döneme denk düşmektedir. Sermaye tarafından kemirilen, liberaller ve gericiler tarafından yıkıma götürülen Cumhuriyet’in laiklik, bağımsızlık, kamuculuk ve sosyalizm esaslarına göre yeniden kurulması ülkemizdeki en önemli mücadele başlığı olarak görülmektedir. Buradan hareketle TKH 3. Kongresi, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılında “Yeni Bir Cumhuriyet Programı”nın toplumsallaşması için Parti’nin siyasi çalışmasını yükseltme ve Yeni bir Cumhuriyet Sempozyumu örgütlenmesini karar atına almıştır.
Yeni rejimin Anayasası’na karşı “Sosyalist Cumhuriyet Anayasası”
Parti Kongresi önümüzdeki dönem gündeme gelecek olan yeni Anayasa tartışmalarına dair de değerlendirmelerde bulunmuş ve bu yönde kararlar almıştır. AKP iktidarının ve sermayenin, gericiliği ve sömürüyü bir kere daha örtmek adına gündeme getireceği yeni Anayasa 20 yıllık karşı devrimci sürecin tescillenmesinden başka bir anlam taşımayacaktır. 12 Eylül Anayasası’na karşı “sivil anayasa” adı verilerek makyajlanmak istenen bu başlık, son tahlilde sermaye diktatörlüğünün ve gericiliğin üstünün örtülmesi anlamına gelmektedir. Partimiz, AKP eliyle yeni anayasa girişimine karşı toplumsal ve siyasal mücadeleyi yükseltecek, kolektif olarak üreteceği “Sosyalist Cumhuriyet Anayasası” taslağı ve diğer araçlarla “Yeni bir Cumhuriyet Programı”nı topluma anlatacağı karşı bir çalışma yürütecektir. Bu çalışmanın bir ayağı olarak Parti içerisinde “Sosyalist Cumhuriyet Anayasası Yazım Komisyonu” kurulmuştur.
Seçimler ve sosyalistlerin ortak mücadele cephesi: Düzen güçlerine destek yok!
TKH 3. Kongresi’nde hem Parti’nin önümüzdeki yerel seçimlere dönük yaklaşımı karar altına alınmış hem de başta Sosyalist Güç Birliği olmak üzere geçmişten geleceğe dönük sosyalistlerin ortak mücadele araçlarına dair değerlendirmelerde bulunulmuştur. Buna göre, düzenin rant, yağma ve yolsuzluk gerçeğinin gerçeklenme alanı olarak yerel yönetimler, komünistler açısından kazanılacak bir mevzi değil bir mücadele alanı olarak tespit edilmiştir. Önümüzdeki yerel seçimlerde Parti, düzen siyasetinin herhangi bir kesimine destek sunmayacak, sosyalist ve devrimci güçlerin ortak bir güç birliği üzerinden yerel seçimlerde sosyalizmin bağımsız adayları aracılığı ile devrimci bir seçeneği oluşturmak için uğraş verecektir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise Parti sosyalist programının propagandasını yapacak ve örgütlenme zeminlerini güçlendirmek için kendi adaylarını çıkaracaktır.
Aynı zamanda Sosyalist Güçbirliği’nin kurulmasıyla sağlanan zemin ve siyasal mevzinin ileriye taşınması, kuruluş misyonu ve temel ilkelerinden taviz vermeden güçlenerek yoluna devam etmesi komünistlerin önemli gündemlerinden birisi olarak TKH 3. Kongresi tarafından teyit edilmiştir.
Bunlarla birlikte yerel seçimler sürecinde ve sonrasında Parti’nin başvuracağı kaynakları oluşturmak amacıyla “Yerel Yönetimler Programı Yazım Komisyonu” kurulması karar altına alınmıştır.
Tüm komünistlere çağrı
TKH 3. Kongresi, komünistlerin birliği konusunu da ele almış ve aşağıda yer alan değerlendirmede bulunarak tüm komünistleri Parti çatısı altında mücadeleye davet etmiştir.
“Komünistlerin birliği konusu, politik mücadelenin bir konusu olarak değerlendirilmeden ele alınamaz. Komünistlerin birlik sorununun çözümünün yolu işçi sınıfı partisinin örgütlenmesi sorunundan geçmektedir. Örgütsel birlik arayışı ve beklentisi, sınıf partisinin kuruluşu sürecinin/mücadelesinin konusudur ve bu mücadele pratiğinin ihtiyaçları tarafından belirlenecektir. Kongre, Parti’nin bugün içinden geçtiğimiz süreçte Türkiye işçi sınıfının öncü partisini örgütleme görevini temel bir görev olarak saptamaktadır. Bununla birlikte, bu temel görevin hep birlikte örgütlenmesi için ülkemizdeki tüm komünistleri Partimiz çatısı altında mücadeleye çağırmaktayız.”
Sığınmacılar sorunu: Yabancı düşmanlığına da ülkemizin “batının mülteci gettosu” haline getirilmesine de hayır!
Türkiye Komünist Hareketinin Kongre toplantısının bir diğer gündemi sığınmacılar sorunu olmuştur. Parti bu konuda, ırkçı ve faşistlerin yabancı düşmanı konumlarına karşı durmak ve aynı zamanda emperyalist ülkeler tarafından Türkiye’nin sığınmacı deposu olarak tasarlanmasına karşı mücadele etmek konusundaki kararlılığını teyit etmiştir. Bu çerçevede, Parti’nin daha önce yayınladığı bildiri güncellenerek etkin bir mücadele yürütülecek ve bu alandaki mücadelenin derinleştirilecektir. Aynı zamanda bu konuda çalışmaları derinleştirmek için Parti içerisinde “Sığınmacılar Sorunu Üzerine Komisyon” kurulması karar altına alınmıştır.
Birleşik ve bağımsız Kıbrıs için sermayenin ve emperyalizmin programına hayır!
Son günlerde toplumun gündemine daha fazla giren Kıbrıs konusu TKH 3. Kongresi tarafından ele alınmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Türkiye sermaye sınıfının Kıbrıs’ı uyuşturucu, kumar ve mafya merkezi haline getirmesine ve emperyalizmin Kıbrıs halkına ait olan karbon kaynaklarına yönelik sömürgeci girişimlerine karşı çıkılması gerektiği vurgulanırken; Kıbrıslı Türk ve Rum emekçilerin, bağımsız ve birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nde birlikte yaşamasının yolu emperyalizme ve Türk ve Yunan sermaye sınıflarına karşı mücadeleden geçtiği Parti’nin Kongre kararları arasında yerini almıştır.
Küba, Vietnam, Çin, KDHC ve Laos üzerine kararlar
TKH 3. Kongresi komünist partilerin iktidarda olduğu ülkelerdeki durumu detaylı bir şekilde ele almıştır. Parti, proletarya enternasyonalizminin gereği olarak dünya üzerinde reformist ve revizyonist hatta bulunmayan tüm komünist partiler ve işçi sınıfının iktidar mücadelesini veren özneler ile dayanışma içerisinde yer almaktadır. Bununla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti, Küba Cumhuriyeti, Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne dair alınan karar ile Türkiye Komünist Hareketi, izledikleri ekonomik ve sosyal politikalara ilişkin eleştirel değerlendirmeleri saklı kalmak kaydıyla, komünist partiler tarafından yönetilmekte olan bu ülkeleri olası karşı devrim girişimlerine ve emperyalizmin siyasi, ekonomik, askeri ve ideolojik müdahalelerine karşı desteklemeyi proletarya enternasyonalizminin temel bir gereği olarak değerlendireceğini ifade etmiştir.
Ek olarak Çin üzerine yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonucunda TKH 3. Kongresi, sosyalist piyasa ekonomisi olarak adlandırılan devlet kapitalizmi uygulamaları ve Çin’in özgün koşullarında şekillenen Çin Komünist Partisi (ÇKP) deneyiminin, Türkiye devrimi ve Sosyalist Türkiye’nin inşası için bir model olamayacağını, “Çin’e Özgü Sosyalizm” deneyiminin geleceğini sınıf mücadelesinin iç ve dış dinamiklerinin belirleyeceğini, ancak bunlarla birlikte Parti’nin emperyalizmin ÇKP yönetimindeki Çin’e yönelik saldırgan ve emperyal siyasetine karşı anti-emperyalist duruşunu merkeze koyarak politik bir yaklaşım geliştirirken aynı zamanda Çin’in kapitalist-emperyalist dünya sistemine giderek entegre olma sürecinin özellikle nesnel dinamikler tarafından belirlenme tehlikesi ve gerçeğine işaret ettiğini kayıt altına almıştır.
Tüm bunlarla birlikte TKH 3. Kongresi, emperyalist saldırganlığın ve ablukanın bütün boyutlarıyla karşı karşıya kaldığı sosyalist Küba Cumhuriyeti ile dayanışmanın devrimci bir görev olduğunu karar altına almış, emperyalizme karşı direnen Küba halkının ve Küba Komünist Partisi’nin sosyalizm yolunda ilerleyişini selamlarken, Küba ile enternasyonal dayanışma içinde olduğunu bir kez daha ilan etmiştir.
Örgütsel kararlar
TKH 3. Kongresi örgütsel başlıklar ve alan çalışmaları ile ilgili de kararlar almış ve yeni kurullarının oluşumu yönünde adım atmıştır. Kongre’de Parti’nin önümüzdeki dönem görev alacak olan Merkez Komitesi (MK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) belirlenmiş; Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) adıyla görev alacak yeni kurulların oluşturulması karar altına alınmıştır.
TKH 3. Kongre Konferansı’nın Siyasi Raporu’nun sonuç bölümünde yer alan kararlar:
TKH 3. Kongre Kararları için tıklayınız.