0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr
Yıllardır komünistler ve komünizm hakkında sizlere hep yalan söylediler. Komünistleri düşman diye tanıttılar, olmadık iftiralar attılar. Vatansız, dinsiz, bayraksız, vatan haini, devlet düşmanı diyerek komünistleri karalamaya çalıştılar.
Yıllardır komünistler ve komünizm hakkında sizlere hep yalan söylediler. Komünistleri düşman diye tanıttılar, olmadık iftiralar attılar. Vatansız, dinsiz, bayraksız, vatan haini, devlet düşmanı diyerek komünistleri karalamaya çalıştılar.
Çünkü kurdukları saltanat yıkılmasın, servetlerine servet kattıkları düzenleri bozulmasın istiyorlar! Çünkü komünistler sömürüye, yağmaya, yoksulluğa, eşitsizliğe, yobazlığa, emperyalizme bağımlılığa, ırkçılığa, faşizme hayır diyorlar!
Bu memleket bizim! Ülkemizin emperyalist tekeller tarafından yağmalanmasına ve emperyalizme siyasi, iktisadi ve askeri olarak bağımlı olmasına hayır diyoruz! Komünistlerin emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşının simgesi ay yıldızlı bayrağımızla sorunu yoktur. Aksine, Türk bayrağını ırkçılığa, faşizme, NATO’ya, bağımlılığa, din istismarına, sömürüye, yoksulluğa kılıf yapanlara inanma!
Komünistlere dinsiz diyenler, dini siyasete ve ticarete alet edenlerdir. Komünistler yurttaşların inanç ve ibadet özgürlüğünden yanadır. Ancak, din istismarcılarının, dini sömürüye, ticarete ve siyasete alet edenlerin yani gericiliğin ve yobazlığın, bunun siyasi ve toplumsal olarak örgütlenmesinin karşısındadır. Devletin bütün inançlar karşısında tarafsız ve eşit mesafede olmasını, laikliği savunur!
Komünistlere devlet düşmanı diyenler halkın vergilerini patronlara ve emperyalistlere aktarıp, devleti arpalık haline getirenlerdir. Onlar halkın değil, patronların devletini savunuyorlar. Komünistler fabrikaların, bankaların, madenlerin, limanların, yolların, bütün doğal varlıkların halkın malı olmasından yanadır. Komünistler devletçi bir ekonomiyi savunur.
Vatan haini, ülkeyi emperyalizme teslim edenler, vatan toprağını satanlar, ülkenin servetlerini yurtdışına kaçıranlar, emperyalizmle işbirliği yapanlar, NATO üyeliğini savunanlardır! Asıl komünistler yurtseverdir!
Komünistler yurtseverdir, ilericidir, cumhuriyetçidir, laiktir, kamucudur, emekçilerin sesidir!
Sosyalist siyaset bugünün Türkiyesi’nde bütün etnik kökenden emekçilerin eşitlik ve kardeşlik için bir araya gelmesini, ortak mücadelesini ve Sosyalist Cumhuriyet’te birliği savunmasıdır. Her türden milliyetçiliğe ve ayrımcılığa karşı emekçilerin birlikteliğinin ve eşit yurttaşlığın tarafı olmaktır.
Sosyalist siyaset memleket sorunlarını çözmek için mücadele etmektir.
Sosyalist siyaset bugünün Türkiyesi’nde, sömürüye karşı emeğin hakkını, özelleştirmelere karşı devletleştirmeyi, emperyalizmin ülkeye dönük politikalarına karşı bağımsızlığı ve yurtseverliği, gericiliğe ve tarikatların düzenine karşı aydınlanmayı ve laikliği savunmayı gerektirir.
Sosyalist siyaset, patronlara karşı emekçilerin hakları için mücadele etmektir.
Sosyalist siyaset, baskıya, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı özgürlüğü, hukuku ve adaleti savunmaktır. Sosyalist siyaset, patronların ve zenginlerin değil emekçilerin siyasetini yürütmektir.
Sosyalist siyaset bugünün Türkiyesi’nde bütün etnik kökenden emekçilerin eşitlik ve kardeşlik için bir araya gelmesini, ortak mücadelesini ve Sosyalist Cumhuriyet’te birliği savunmasıdır. Her türden milliyetçiliğe ve ayrımcılığa karşı emekçilerin birlikteliğinin ve eşit yurttaşlığın tarafı olmaktır.
Sosyalist siyaset, her şeyden önce, iktidar mücadelesi demektir.
Patronların iktidarına karşı işçilerin ve emekçilerin iktidarı, yani emekçi halkın iktidarı, sosyalist iktidar için mücadele etmektir.
Çünkü bu ülke, küçük ama zengin bir azınlık tarafından yönetildiği, ve kaynakları bir avuç zenginin elinde kaldığı sürece, ülkemiz emekçilerinin işsizlikten, yoksulluktan ve sefaletten kurtulması mümkün olmayacak.
İktidar mücadelesi ise, Parti ile yürütülür. Sosyalist siyaset örgütlü mücadele demektir.
İşte bu yüzden sosyalist bir ülke için, Parti’ye üye olmalı, örgütlü mücadele saflarında yer almalısın!
TKH, eşitliğin, laikliğin, bağımsızlığın egemen olduğu yeni bir Cumhuriyet’in, Sosyalist Cumhuriyet’in kurulması için sizleri birlikte yürümeye çağırıyor!
Partimiz Türkiye’de yeni bir Cumhuriyet’in kurulması gerektiğini savunmaktadır.
1923 yılında Kurtuluş Savaşı sonrasında Anadolu’da kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarihsel anlamda ileriye atılmış büyük bir adımdır. Bu kuruluşta, 1917 yılındaki Ekim Devrimi ile kurulan Sovyetler Birliği’nin de desteği ve payı vardır.
Ancak, 100. yılına yaklaştığımız Cumhuriyet, iktidardaki patron sınıfı, emperyalizm ve gerici güçler tarafından içten ve dıştan kemirilmiş, adım adım yıkıma sürüklenmiştir.
Bu yıkımın son halkası ise sermayedarların onayı ve emperyalizmin desteği ile iktidara gelen AKP aracılığıyla takılmıştır. Gericilik, piyasacılık ve emperyalizm işbirlikçiliğinin bileşimi Türkiye’de yeni bir rejim tesis etmiştir.
Rejimin temel karakteri istibdat rejimi olmasıdır. Laiklik ayaklar altına alınmış, sermaye diktatörlüğü perçinlenmiş, bağımsızlık namına ortada bir şey kalmamıştır. Bu sürecin adını Cumhuriyet’in tasfiyesi olarak koymak gerekmektedir. 1923 yılında kurulan Cumhuriyet yıkılmış, yerine geçmişte liberallerin çok hevesli olduğu İkinci Cumhuriyet kurulmuştur.
Sermaye düzeni ve gericiler, cumhuriyetin bütün kazanımlarını ortadankaldırmışlardır.1923’teki zamanlarda değiliz.
1923 Cumhuriyeti’ne aynı şekilde dönüş mümkün olmayacak. Cumhuriyet’i daha ileriye taşıyacağız. Ülkemizin geleceğinde yeni bir Cumhuriyet’i kurmak ise bizlerin ellerinde.
Patronların, emperyalistlerin ve yobazların kurduğu bu istibdat rejimini yıkalım, emekçilerin laik ve bağımsız Cumhuriyeti’ni kuralım!
Yeni bir Cumhuriyet, bu ülkenin ilericilerinin, cumhuriyetçilerinin, emekçilerinin omuzlarında yükselecek!
TKH, eşitliğin, laikliğin, bağımsızlığın egemen olduğu yeni bir Cumhuriyet’in, Sosyalist Cumhuriyet’in kurulması için sizleri birlikte yürümeye çağırıyor!
Emeğin iktidarda olduğu, eşitsizliklerin ve sömürünün ortadan kaldırıldığı, ülkenin yönetiminde patron kulüplerinin ve gericilerin değil, emekçilerin, gençlerin ve kadınların temsilcilerinin yer aldığı bir ülkeyi, Sosyalist Türkiye’yi gelin birlikte kuralım!
Dünya üzerindeki en büyük hırsızlık, patronların emekçilerin üretimi ile ortaya çıkan büyük değere el koyması ve bunun çok küçük bir kısmını işçilere ücret olarak ödemesidir. Bunun adı sömürü düzenidir.
Tüm toplumları kabaca, patronlar ve işçiler ya da zenginler ve yoksullar olarak ikiye ayırabiliriz. İşte komünistler, bu ayrımda işçilerin, ürettikleri değer patronlar tarafından çalınanların ve yoksulların yanında yer alırlar ve onların mücadelesini verirler.
Ülkemizde de bu sömürü düzeni mevcuttur. Hayatımızın bütününde piyasa kuralları, çocuklarımızın geleceği üzerinde patronların kâr hırsı vardır. Bugün Türkiye’de insanlarımızın geleceği için yapılması gereken en önemli şey patronlara sınırsız sömürme özgürlüğünü sağlayan kapitalist düzenin yıkılması, emekçilerin iktidarının kurulmasıdır.
AKP iktidarı ile birlikte, emperyalizme olan bağımlılık zirve yapmış, kamuya yani aslında halka ait olan kurumlar sermayeye peşkeş çekilmiş, işçi sınıfının hakları tasfiye edilmiştir.
Geçmişte işçilerin mücadelesi ile kazanılan 8 saatlik işgününün yerinde bugün yeller esmektedir. Emekçiler yaşamak için iş bulamazken, çalışırken ise iş cinayetlerine kurban gitmektedir. Türkiye’de sosyal devlet tasfiye edilmiş, mezarda emeklilik kural haline gelirken, gençler geleceksizliğe itilmiştir.
Son olarak AKP iktidarı ülkeyi derin bir ekonomik krize sürüklemiştir. Krizin faturası da emekçilere kesilmek istenmektedir.
Biz, başka bir düzen, başka bir Türkiye mümkün diyoruz. Emeğin iktidarda olduğu, eşitsizliklerin ve sömürünün ortadan kaldırıldığı, ülkenin yönetiminde patron kulüplerinin ve gericilerin değil, emekçilerin, gençlerin ve kadınların temsilcilerinin yer aldığı bir ülkeyi, Sosyalist Türkiye’yi gelin birlikte kuralım!
Biz yurttaşların inanç ve ibadet özgürlüğünden yanayız. Toplumsal hayatta, siyasette ve ekonomide gericiliğin değil, laikliğin egemen olmasını savunuyoruz. Din ve inanç sömürüsü yapan tüm örgütlenmelere karşıyız. Zorunlu din derslerine, tarikatlara ve gerici uygulamalara karşıyız.
Türkiye’de yirmi yıldır siyasal İslâmcı bir iktidar vardır. Bu iktidarın temel karakteri hem piyasacı hem de emperyalizm işbirlikçisi olmasıdır.
Ülkemizde yaşanan çöküşün temel nedeni budur. 12 Eylül faşist darbesinin çocuğu olan bu iktidarın ruhunda dinin siyasete alet edilmesi, gericiliğin toplumsal hayata egemen olması ve laikliğin tasfiye edilmesi vardır.
Bizlere önüne arkasına sıfatlar eklenen sulandırılmış bir laiklik anlayışının sunulması ise büyük bir kandırmacadır. Bunun kendisi gericileşmenin önünü açmaktan başka bir şey değildir.
AKP iktidarı “dağa taşa imam hatip açmakla” ve zorunlu din dersleri ile övünmektedir. Bugün gerici iktidarın bir teşkilatı gibi faaliyet yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı canla başla okul öncesi Kur’an Kursu açmak için çalışmakta, AKP’yi oluşturan tarikatlar gerek devlet kademelerinde gerekse toplumsal hayatta cirit atmaktadır.
Tarikatların ve cemaatlerin siyasette, devlette yer almasının, holdingleşerek ekonomik güç haline gelmesinin ne kadar tehlikeli olduğu 15 Temmuz darbe girişimi ile görülmüştür. Buna rağmen, AKP iktidarı birçok başka tarikat ve cemaati kollamaya, onların gücünü pekiştirmeye devam etmektedir. Dolayısıyla ülkemizin üzerindeki kara bulutlar gerçek anlamda defedilmemiş, daha da yoğunlaşmıştır.
Biz yurttaşların inanç ve ibadet özgürlüğünden yanayız. Toplumsal hayatta, siyasette ve ekonomide gericiliğin değil, laikliğin egemen olmasını savunuyoruz. Din ve inanç sömürüsü yapan tüm örgütlenmelere karşıyız. Zorunlu din derslerine, tarikatlara ve gerici uygulamalara karşıyız.
TKH, sizi bağımsız Türkiye mücadelesine çağırıyor!
Ülkemiz, artık emperyalizme tam boy bağımlı bir ülke haline gelmiştir.
Emperyalist ülkeler Türkiye’ye baktıklarında ucuz emek gücü ve ucuz asker kaynağı görüyorlar. Yok pahasına satılan kamu kurumlarına göz dikiyorlar. Aralarında ortaklıklar kurarak, Türkiye’yi kendi pazarları yaptılar. “Yardım” adı altında verdikleri borçlardan çok daha fazlasını faiz olarak geri alıyorlar.
Ama şu gerçeği asla unutmayalım: Emperyalist ülkeler, bugünkü zenginliklerini bize borçlular. Türkiye emperyalist ülkelerden yardım alan değil, bu ülkelere kaynak aktaran bir ülke haline gelmiştir.
Bunun yolunu adım adım döşeyenler ise ülkemizdeki sermaye sınıfı ve gerici iktidarlardır. Kore Savaşı’na asker göndermeyle başlayan süreç, NATO üyeliği, ABD ile stratejik müttefiklik, IMF ve Dünya Bankası’na bağımlılık, AB’ye üyelik süreci, Gümrük Birliği’ne girilmesi ile devam etti.
Aslında ülkemiz kendi ayakları üzerinde durabilecek, kendi kaynakları ile kalkınabilecek bir ülkedir. O yüzden emperyalizmden kopmak, bağımsız bir Türkiye kurmak mümkündür.
Türkiye’nin kuruluşunda emperyalizme karşı mücadele vardır. Türkiye devrimci harketinin mayasında anti-emperyalist mücadele ve başta Deniz Gezmişler’in yükselttiği “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!” sloganı yer almaktadır.
Türkiye’de sömürü düzeninden kurtulmanın yolu emperyalizmden kopmaktan ve emekçilerin yurtseverlik mücadelesini yükseltmesinden geçiyor.
TKH, sizi bağımsız Türkiye mücadelesine çağırıyor!
Son yaşanan koronavirüs pandemisi kapitalizmin ne kadar akıl dışı bir sistem olduğunu göstermek açısından yeterlidir. Yaklaşık kırk yıldır emperyalistler ve kapitalizmin savunucuları, neo-liberalizmin insanlık için bolluk rejimi getireceğini ve eşitliğe daha fazla yaklaşılacağını savunmaktaydılar. Pandemi bu balonu patlattı ve vahşi kapitalizmin gerçek yüzü bir kere daha ortaya çıktı.
Bu durum dünyada da böyledir, ülkemizde de…
Ülkemizin kurtuluş yolu sosyalist bir düzenin kurulmasından geçiyor.
Sosyalizmde ülkeyi emekçiler yönetir. Üretimin sonucunda ortaya çıkan değer hakça ve eşit bir şekilde paylaşılırken planlamayla toplumsal ihtiyaçlar için kullanılır.
Sosyalizmde emperyalizme bağımlılık sona erer.
Sosyalizmde merkezi planlama vardır. Sermayenin ya da uluslararası tekellerin çıkarlarını savunan ekonomik yönetim yoktur.
Sosyalizmde laiklik temel bir ilke olarak toplumsal ve siyasal hayatın temelidir.
Sosyalizmde yönetim biçimi cumhuriyettir. Emekçilerin, gençlerin ve kadınların temsilcilerinden oluşan bir parlamento vardır. Tek kişi veya küçük bir azınlığın yönetiminden ve patronların varlığından söz edilemez.
Sosyalizmde eğitim, sağlık, barınma, ulaşım ve tüm insani ihtiyaçlar birer haktır ve ücretsizdir. Kısacası sosyalizm emekçilerin kurtuluşu olacak tek sistemdir.
Eşitlik, laiklik ve bağımsızlık mücadelesinin bu anlamda tamamlayıcısı Sosyalist Türkiye kavgasıdır.
Yağma yok, sosyalizm var!
Partimiz, “Yolumuza Devam Ediyoruz” başlıklı bir çıkışla 2015 yılında kurulmuştur. TKH, ülkenin gerçek komünist partisini kurmak için kolları sıvamıştır.
Partimiz, resmi olarak 21 Ağustos 2015 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na başvuru yaparak kurulmuş, 11 Ekim 2015 tarihinde de Kuruluş Kongresi’ni gerçekleştirmiştir. TKH, adında “hareket” olan yasal bir siyasi partidir.
Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde çalışma yürütmekte, örgütlenmesine devam etmektedir.
Türkiye Komünist Hareketi, 1920’de temelleri Bakü’de Mustafa Suphi ve yoldaşları tarafından kurulan Türkiye Komünist Partisi’nin geleneğini temsil etmektedir.
Ülkemizde çok uzun yıllar boyunca komünist parti kurmak ve açıktan komünist siyaset yürütmek yasak olduğundan dolayı Partimiz 1920’deki kuruluşundan itibaren oldukça zor evrelerden geçerek bugünlere gelmiştir.
Özellikle 12 Eylül sonrasında sola dönük baskı ortamı ve 1990’lı yılların başında Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin geri çekilmesi, ülkemizde özellikle solda büyük bir umutsuzluk dalgasıyla ve liberalizme açık hale gelmesiyle sonuçlanmıştır.
Bu duruma karşı çıkış ve komünist siyaset yasağına karşı mücadelenin meyveleri 2000’li yılların başında alınmıştır. TKH’nin kurucu kadrosu bu mücadelenin parçası olmuş, Partili ve komünist geleneği bu topraklarda ayakları üzerinde doğrultmak için görev ve sorumluluk almıştır.
Bu sorumluluğun gereği ve sonucu olarak Partimiz, “Yolumuza Devam Ediyoruz” başlıklı bir çıkışla 2015 yılında kurulmuştur.
TKH, ülkenin gerçek komünist partisini kurmak için kolları sıvamıştır.
TKH, emekçi halkın partisi haline geldiğinde gerçek bir parti olacağını bilmektedir.
Adı parti olan onlarca tabela partisi bulunuyor. Bizim partiden anladığımız ise emekçilerle, işçilerle, gençlerle, kadınlarla, ilericilerle, yurtseverlerle buluşmuş siyasal ve toplumsal bir güç haline gelmektir. Bunun, parti ibaresini kullanıp tek başına resmi kuruluş ile sağlanması mümkün değildir.
2015’te çıktığımız yolda örgütsel kuruluşunu geride bırakan TKH, emekçi halkın, ilericilerin, yurtseverlerin, gençlerin, kadınların partisi olma konusunda da yol almaktadır.
Partimiz emekçilerin örgütlenmesi ve siyasal temsiliyetinin üstlenilmesi gibi bir misyonla çalışmaktadır.
TKH, ülkemizdeki işçi sınıfının, aydınlık bir Türkiye arayışında olan gençliğin, ilerici kadınların ve onurlu aydınların Partisi’dir.
TKH, emektar komünistlerin ve tarihsel olarak sosyalizm mücadelesine emek vermiş olan tüm devrimcilerin Partisi’dir.
Türkiye Komünist Hareketi, örgütlü bir siyasal partidir. Her geçen gün yeni katılan üyelerle büyümekte ve toplumsallaşma sürecinde yol almaktadır.
Amacımız, Türkiye’nin komünist partisinin işçi sınıfının örgütlü siyasal gücü olarak bu topraklarda yerini almasıdır.
TKH, emekçi halkın partisi haline geldiğinde gerçek bir parti olacağını bilmektedir.
Bugün Türkiye’de TKH, komünist bir parti olarak orak çekiçli bayrağı bütün yerelliklerde ve alanlarda taşımaktadır. Aynı zamanda seçim pusulasında da orak çekiçli amblemimiz yer alacaktır.
Komünist partilerin simgeleri her şeyden önce emeği temsil ederler. Bu açıdan orak-çekiç amblemi, emeği ve sosyalizmi temsil eden tarihsel bir simge olarak ortaya çıkmıştır. TKH’nin amblemi orak, çekiç ve kızıl yıldızdan oluşmaktadır.
Dünya ölçeğinde ilk sosyalist devrim Rusya’da gerçekleşirken, orak-çekiç işçi sınıfı iktidarının bayrağı olmuştur. Devrim sonrasında, işçi sınıfı iktidarı için mücadele eden neredeyse dünyadaki tüm komünist partiler, bu amblemi tercih etmişlerdir.
Aynı tarihsel kesite doğan ve 1920’de Bakü’de kurulan Türkiye Komünist Partisi’nin de amblemi orak-çekiç olarak belirlenmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nda faşizme karşı zaferin sembolü yine orak-çekiçtir.
İşçileri ve emekçileri temsil eden bu amblem, komünist partilerin hangi sınıfın çıkarlarını savunduğunun ve hangi sınıf için iktidar mücadelesi verdiğinin de göstergesidir.
Bir siyasi akım olarak sosyalizm ise eşitliği ve özgürlüğü temsil ettiğinden kızıl bayrak simge olarak seçilmiştir.
Bugün Türkiye’de TKH, komünist bir parti olarak orak çekiçli bayrağı bütün yerelliklerde ve alanlarda taşımaktadır. Aynı zamanda seçim pusulasında da orak çekiçli amblemimiz yer alacaktır.
Orak çekiç artık seçim pusulasında! Oylar, orak çekiçe, oylar TKH’ye!
Partimiz Türkiye çapında Siyasi Partiler Kanunu tarafından belirlenen resmi örgütlenmesini tamamlamıştır. Önümüzdeki ilk seçimlere katılması kesinleşmiştir.
Partimizin adı, Yüksek Seçim Kurulu tarafından 2022 yılı Ocak ayında seçim yeterliliğine sahip olduğu ilan edilen partiler arasında yer almaktadır.
Türkiye Komünist Hareketi adı ve orak çekiçli amblemimiz önümüzdeki süreçte yapılacak ilk seçimlerde yer alacaktır.
Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, emek, laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm şiarını memleket sathında daha da yükseltecektir.
TKH, ülkenin ihtiyaç duyduğu komünist bir partiyi yeniden örgütlemeye soyunmuştur. 1920’den bugüne büyük bir mirası geleceğe taşımak için partiyi yeniden örgütlüyor, ileriye taşıyoruz. Ülkenin komünist partisinin emekçilerin omuzlarında ve yeni bir gençlik kuşağıyla yükseleceğini biliyoruz.
Partimiz, sosyalist siyaseti ve Sosyalist Cumhuriyet Programı’nı ülkenin her yerine seçim döneminde de yayacaktır. Bugün emekçilerin talepleri ile sosyalistlerin programı daha fazla yakınlaşmıştır. Ülkenin yeni bir cumhuriyet; emekçilerin, ilericilerin ve yurtseverlerin ise kamucu, laik ve anti-emperyalist bir programa; siyasetin ise sosyalist ve devrimci bir odağa ihtiyacı olduğu açıktır.
Orak çekiç artık seçim pusulasında!
Oylar, orak çekiçe, oylar TKH’ye!
TKH, bir lider partisi değildir. Tek adam yönetimine dayanan partilerden değiliz. Bizde yoldaşlık ve kolektif işleyiş vardır. Partinin karar ve yürütme organları ortak akıl, yoldaşlık hukuku ve kurul kararlarıyla işliyor. Bizde isimler değil parti siyaseti ve program önemlidir. Genel başkan, TKH’nin sözcüsü ve temsilcisidir.
Bugün TKH Genel Başkanlığı görevini avukat Aysel Tekerek yürütmektedir. Üniversite yıllarından beri sosyalist mücadeleyi omuzlayan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve serbest avukatlık yapan yoldaşımız Aysel Tekerek, evli ve bir kız çocuğu annesidir.
Partimiz görüş ve düşüncelerini çıkardığı yayınlarla duyuruyor. Haftalık Sosyalist Cumhuriyet Gazetesi her hafta meydanlarda emekçilere ulaştırılıyor.
Günlük yayın organımız ise internetten yayın yapıyor. İnternet haber portalımızın ismi Manifesto, adresi www.gazetemanifesto.com.
Ülkemizin önemli aydınlarının da katkı koyduğu Yeni Ülke Dergisi, her ay dosya konuları ile politik ve ideolojik yazılarla sol düşüncenin ve kültürün yaygınlaşması için bilimsel sosyalizmin sesi oluyor. Teorik yayın organımız ise Marksist Manifesto Dergisi.
Liseli gençliğe yönelik Sosyalist Liseliler Dergisi, her ay düzenli çıkarak, gençliğe sosyalizmi anlatıyor.
Sosyalizmin ve partinin sesini daha gür söyleyeceğiz. Parti yayınlarımızı düzenli takip ederek ve edinerek sosyalizm mücadelesine sizler de katkı verebilirsiniz.
TKH, ülkemiz emekçilerinin, ilericilerin, cumhuriyetçilerinin, yurtseverlerinin partisidir. Seçimlere katılma hakkına sahip olan TKH, ülkenin bir çok ilinde ve ilçesinde örgütlüdür. Ülkenin dört bir yanında siyasi faaliyet sürdüren Partimiz işçiler, aydınlar, kadınlar ve gençler arasında örgütleniyor, her geçen gün daha da büyüyor.
Bundan daha önemlisi Partimiz, toplumun örgütlü olmasını önemsiyor. İşçilerin, emeklilerin, kadınların ve gençlerin kendi örgütlerini kurmasına, hakları için mücadele yürütmelerine destek oluyor.
Artan sömürü, ayrımcılık, şiddet ve gerici baskı altında kalan kadınların hakları için mücadele veren İlerici Kadınlar Derneği, Partimizin dost kurumudur. Bütün kadınları, İKD saflarında mücadele etmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.
Partimizin gençlik kolları TKH Gençliği adıyla mücadele ediyor. Liselerde Aydınlanma Okullarıyla ve üniversitelerde Sosyalist Düşünce Topluluklarıyla gençliğe sosyalizmi, ilericiliği, emeğin haklarını anlatıyor.
Partimiz TKH, eşitlik ve özgürlükten yana, insanın insanı sömürmediği bir toplum hedefleyenlerin, işçi sınıfının ve emekçi halkın çıkarlarını, yurtseverliği, ilericiliği, kamuculuğu, laik bir cumhuriyeti ve sosyalizmi savunan ve bu amaçla mücadele edenlerin partisidir.
“Ben bu ülkenin gidişatından endişeliyim” diyen; Sosyalizm Programı’nı ve Parti Tüzüğü’nü kabul eden her T.C. vatandaşı TKH’ye üye olabilir. “Bu Parti benim de partim” diyen herkes büyük bir gönül rahatlığıyla, çekinmeden ilişkide olduğu TKH örgütüne gidip üyelik başvurusunda bulunabilir. Aynı zamanda www.tkh.org.tr adresi üzerinden Partiye üyelik başvurusu yapılabilir.
Çalışma koşulları ve yaşam şartları dolayısıyla Parti faaliyetlerine etkin katılamayacak her yurttaşımız Partiye yine de üye olabilir, resmi üyelik kaydı yaptırabilir.
Parti dostlarımız da bu mücadeleye çok farklı şekillerde destek verebilirler. Parti eylem ve etkinliklerini takip ederek, katılarak, Parti yayınlarına abone olarak, partiye bağış yaparak sosyalizm mücadelesine gönüllü katkı verilebilirler.
“Komünistlere güç ver” adıyla hazırlanan formu doldurarak, Parti’nin yayınlarının ve bildirilerinin yaygınlaşmasına yardım edebilir, Parti’ye maddi destekte bulunabilir, Parti’nin resmi örgütlenmesinde yer alabilirsiniz.
“Bu mücadelede ben de varım” diyen herkesi Partimiz’e üye olmaya, sosyalizm mücadelesine omuz vermeye davet ediyoruz.
Yukarıdaki sözler 1800’lü yıllarda işçi sınıfının uluslararası marşı olarak kabul edilen Enternasyonal Marşı’nda yer almaktadır. Bu sözler evrensel bir karakter taşır. Bugün ülkemizde de bu marşın sözleri çok güncel.
Neden olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bugün ülkemizde, üçer beşer maaş alan AKP’lilerin cirit attığı, AKP iktidarının yandaşlarının semirdiği, yağma ve talan üzerine kurulu bir haramiler düzeni vardır.
Bugün ülkemizde, halk ekmek kuyruklarında, hatta bayat ekmek kuyruklarında bekleyen milyonlarca emekçinin yoksulluğu üzerinden kendini var eden bir avuç parababasının düzeni vardır.
Bugün bizleri mafya babalarından medet umar hale getiriyorlar. Oysaki hepsi aynı yerden çıktılar ve aynı yere doğru gidiyorlar. Ülkemizde geçmişte olduğu gibi bugün de uyuşturucu baronlarının ve çetelerin düzeni vardır.
Bugün ülkemizde çocuk yaşta kızları evlendiren, müritlerine tecavüz eden, yurtlarında çocukların istismara uğradığı, öldüğü ya da intihara sürüklendiği tarikatların düzeni vardır.
Bugün ülkemizde, Cumhuriyet’in enkazı üzerine kurulan, sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen bir istibdat rejimi, tek adam saltanatı vardır.
Bu düzen köhnemiştir, çürümüştür ve yıkılmalıdır.
Biz başka bir dünya ve yaşam istiyoruz. Eşitlik, özgürlük ve kardeşçe bir yaşam mümkündür.
Buna inanıyorsan, komünistlere sen de omuz ver!