Dün Konya`nın Meram ilçesinde yaşanan ve Kürt bir aileden üçü kadın yedi kişinin katledilmesi ülkemizin içine itilmeye çalışıldığı derin uçurumun en temel göstergesi olarak görülmelidir.
Böylesi bir katliamdan sonra toplumun hafızasında yer tutan Çorum, Maraş gibi katliamların hatırlanması ve iç savaş senaryolarının akıllara gelmesi tesadüf değildir. Bu tür olayların AKP-MHP iktidarının milliyetçi, faşizan söylemlerinin ve yaklaşımlarının sonucu olduğu açıktır.
İzmir`de HDP binasına yapılan saldırı ve Deniz Poyraz`ın katledilmesi, ülkenin farklı noktalarında HDP binalarına dönük saldırılar, son birkaç ay içerisinde Konya`da Kürt emekçileri hedef alan bir dizi olayın yaşanması tam da bahsettiğimiz ortam ile ilgilidir.
Ailenin avukatı, Konya`da katledilen Dedeoğlu ailesinin bundan iki ay öncesinde taşlı, bıçaklı saldırıya uğradığını ve saldırının olduğu akşam evde bulunan 4’ü kadın 7 kişinin vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandığını, tutuklanan 7 kişiden 5’i 1 ay sonra serbest bırakıldığını ifade etmektedir. Ülkemizde adaletin yerinde yeller estiği gerçeği bu son olay ile birlikte ortaya çıkmıştır. Ailenin katili ya da katillerinin serbest bırakılan beş kişiden birilerinin olması ise durumun vehametinin ve gerici AKP iktidarının bu topluma neyi reva gördüğünün açık bir göstergesidir.
Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve devlet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar olayın iki aile arasındaki husumete dayandığı ve on yıllık bir geçmişi olduğu yönündedir. Bununla ilgili söylenebilecek tek söz bulunmaktadır: Yavuz hırsız ev sahibini bastırmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanı`nın ""iki aile arasındaki husumet""e vurgu yapması, katliamı yapanların serbest bırakılan kişilerden birileri olduğu ihtimalini neredeyse kesinleştirmektedir.
Olayın arka planında husumet olduğunun iddia edilmesi aynı zamanda tam da ülkemizin nasıl bir zihniyet tarafından yönetildiğinin göstermesi açısından önem taşıyor. O zaman şu soruları sormamız gerekiyor: İki aile arasında on yıldır devam eden bir husumet mevcut ve bundan iki ay öncesinde bir saldırı yaşandığı biliniyorken, bu ülkenin İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı emniyet güçleri, jandarma kuvvetleri, Konya Valisi ve Konya Emniyet Müdürü neden bu katliamı durdurmak yönünde herhangi bir girişimde bulunmamıştır? Bu ülkenin mahkemeleri saldırganları neden serbest bırakmıştır?
Ancak siyasi iktidarın amacı yine yaşanan bir katliamın üzerinde tepinmek ve bu ülkenin ilerici birikimini milliyetçi ve ırkçı bir ortamda yok etmeye çalışmaktır. İliklerine kadar Türk İslâm sentezi ile bezenmiş iktidar mensupları, gericiler ve faşistler, bugüne kadar Kürt sorunu üzerinden her türlü piyasacı, gerici ve işbirlikçi açılımı gündeme getirenler, Türk Kürt kardeşliği üzerine en son konuşabilecek çevrelerdir.
Bu ülkenin emekçilerini birbirine düşman edemeyeceksiniz, ilerici birikimini ise ezemeyeceksiniz. Konya`da yaşanan katliamı lanetliyoruz. Katliamın failleri bir an önce bulunmalı ve yargılanmalıdır.
Kahrolsun faşizm! Yaşasın halkların kardeşliği!