31 Mart yerel seçimleri sonrasında HDP`nin ciddi bir oy oranıyla seçimleri kazandığı Diyarbakır, Van ve Mardin BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanları`nın “”kayyumlar yoluyla”” el konulması AKP`nin siyasi çaresizliÄŸinin ürünüdür.
Sabah saatlerinde belediye baÅŸkanlarının İçiÅŸleri Bakanlığı tarafından görevinden alınması, AKP`nin seçimlerde kaybettiÄŸi mevzileri gayrı meÅŸru bir yolla geri alma çabasından ibarettir. 31 Mart seçimleri öncesi denenen kayyum yolu, seçimlerle birlikte iflas ettiÄŸini kanıtlamıştır. “”Terör odaklarıyla mücadele etme”” bahanesine sığınarak gerçekleÅŸtiren kayyum atamalarının, AKP`nin bir siyasi kuÅŸatması ve tasfiye hamlesi olması dışında, aynı zamanda emekçi halkın kaynaklarının bir avuç sermayedara peÅŸkeÅŸ çekilmesi olduÄŸu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Seçimler öncesi Kürt sorununda her odakla görüşmeyi matah gören Cumhur İttifakı`nın, seçimler sonrasında “”terörle mücadele”” bahanesine sığınarak gerçekleÅŸtirdiÄŸi operasyon siyasi tükeniÅŸin açık bir ifadesidir.
Bugüne deÄŸin “”seçmen iradesi”” ifadesine baÅŸvurarak her istediÄŸini yapmaktan çekinmeyen AKP`nin, yasaları canı istediÄŸi gibi kullanarak “”seçmen iradesini”” hiçe sayması, gerici rejimin karakterinin ürünüdür. AKP`nin kurduÄŸu rejimin özü, gayrı meÅŸru siyasetin kurumsallaÅŸmasıdır.
Kayyum hamlesinin Suriye`de gerçekleştirilecek güvenli bölge operasyonlarının öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekicidir. ABD ile pazarlık yapan AKP, operasyon öncesinde elini güçlendirmek üzere çaba sarf etmektedir. Kayyum siyasetiyle bölgedeki ağırlığını korumaya çalışan AKP ve Cumhur İttifakı, bu hamlenin neden bu dönemde gerçekleştirildiğini açıklamak zorundadır.
Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, böyle bir siyasi hamlenin kabul edilemeyeceğini ifade eder. Sermaye düzeninin kendi iktidarının devamı için bir yandan emperyalizmle işbirliği için yollar ararken, diğer yandan kendi hukukunu dahi hiçe sayması meşru bir hamle olarak görülemez. Bugün gerçekleşen kayyum atamaları, gerici sömürü düzeninden ne Kürt sorununda çözümü, ne de hukukun egemen kılınmasını beklenemeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Emperyalizmle ve sömürücü sermaye sınıfı ile mücadele edilmeden barış ve kardeşlik kazanılamaz.
Türkiye Komünist Hareketi
Genel Merkez
19.08.2019