
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin bu haftaki TBMM Grup Toplantısı’nda “23 yılda bir gençlik, özgüvenli, imanlı, yerli bir gençlik yetiştirdik” iddiasında bulundu.
23 yıllık AKP iktidarı, ülkeyi ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarda derin bir krize sürüklemiş olmasına rağmen hâlâ “ahlaklı ve özgüvenli bir gençlik yetiştirdik” söylemini dile getirebilmektedir. Oysa gerçek, bunun tam tersini göstermektedir. Bu iktidar, düşünen, üreten ve sorgulayan bir kuşak değil; borçla yaşamaya, güvencesizlikle mücadele etmeye ve geleceksizliğe alışmaya zorlanmış bir gençlik yaratmıştır.
Türkiye’de her dört gençten biri ne eğitimde ne istihdamdadır. Üniversite mezunları diplomalarıyla işsizlik kuyruğuna yazılmakta, nitelikli emek üreten gençler asgari geçim koşullarının altında yaşamaya mahkûm edilmektedir. Devlet yurtlarının yetersizliği ve özel yurtların fahiş fiyatları, barınma krizini derinleştirmiştir. Eğitim, kamusal bir hak olmaktan çıkarılarak piyasanın, dini vakıfların ve cemaatlerin insafına bırakılmıştır. Üniversiteler, bilimin değil; siyasal ve ekonomik iktidarın tahakküm araçlarına dönüştürülmüştür.
Bugün bu ülkede “özgüven” değil, sistematik bir çürüme vardır. Gençliğin geleceğini güvence altına almakla yükümlü olan devlet, sermayenin çıkarlarını güvence altına almıştır. Düşünmek, sorgulamak ve örgütlenmek, suç sayılan eylemler haline getirilmiş; gençlik, biat kültürüyle kuşatılmıştır.
23 yılın sonunda ortada bir başarı hikâyesi değil, toplumsal bir enkaz bulunmaktadır.
Sizin “istikrar” dediğiniz, milyonlarca gencin hayalinin ve emeğinin çöküşüdür.
Sizin “ahlak” dediğiniz, sömürüyü ve eşitsizliği meşrulaştırmanın ideolojik aracıdır.
Sizin “özgüven kazandırdık” iddianız, eleştirel düşünceden korkan bir toplum inşa etme projesidir.
Bugün gençleri “3-5 şarlatan” diyerek hedef göstermek, iktidarın toplumsal meşruiyetini kaybettiğinin açık göstergesidir.
Gerçekte saldırdığınız şey, ahlak değil; eleştirinin, sorgulamanın ve direnmenin kendisidir.
Susturamadığınız, denetim altına alamadığınız bir kuşağın iradesinden korkuyorsunuz.
Yarattığınız düzenin enkazı altında, işsiz mühendislerin, atanamayan öğretmenlerin, barınamayan öğrencilerin ve emeği gasp edilmiş milyonların sesi yankılanmaktadır.
Bu düzen, gençliğe gelecek değil; yalnızca borç, belirsizlik ve baskı vaat etmektedir. Ancak bu ülkenin gençliği, sizin çizdiğiniz sınırların içine sığmayacaktır.
Biz, bilimin, emeğin ve özgürlüğün yolunda; laik, eşit ve özgür bir geleceği inşa etme kararlılığındayız.
Yoksulluğu, gericiliği ve piyasacı eğitimi kader olarak dayatan bu düzene boyun eğmeyeceğiz!
TKH Gençliği