Aklı ve vicdanı soldan yana olan Hataylı yurttaşlar,
Dik durduğumuzu göstermenin zamanı bu zamandır!
Seçimlere üç gün gibi kısa bir süre kaldı. Yerel seçimleri rant-ihale-talan ve koltuk pazarlığı olarak gören düzen partileri açısından bu seçim dönemi “kazananları ve kaybedenleri” ile geride kalacak.
Ama bildiğimiz bir şey daha var ki, her seçimden sonra verilen sözler ve halk yine unutulacak, halkımız yine kendi kaderiyle baş başa bırakılacak.
Hatay halkını şantaj ve tehdit siyaseti ile teslim almaya çalıştılar. Bize oy vermezseniz hizmet alamazsınız diyen iktidar ile bize oy vermezseniz diğer büyükşehir olanakları da gelmez diyen muhalefet, Hatay halkına reva görüldü.
Tam bir derebeylik siyaseti ülkemizi teslim almış durumda. Onlar ağa, sanki bizler marabayız! Ama ranttan beslenenlerin depremin yarattığı felaketin gerçek sorumluları olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yine ranttan beslenmeye devam etmek istiyor, bunun için şantajla, tehditle oyumuzu yüzleri kızarmadan isteyebiliyorlar.
Ama emin olduğumuz bir şey var: Hatay’ı enkaz altında bırakanlar ve enkaz içerisinde yaşamaya mahkûm edenler, gelecekte insanca bir yaşamın sözünü veremezler, böylesi bir yaşamı asla kuramazlar.
Biz komünistler, bugüne kadar emekçi halkın çıkarları dışında bir şey düşünmedik. İşçilerin kurtuluşu ve eşitlikçi bir düzenin sağlanması dışında bir düşünce ve eylemimiz olmadı.
Bu seçimlerde Partimiz Türkiye Komünist Hareketi’nin Hatay Büyükşehir’de aday göstermesinin temel nedeni de bu. Bizim davamız koltuk ve makam sevdası değildir.
Bunlardan çevrenizde bolca var. Onlarla ancak bu harami düzeni devam edebilir.
Derdimiz tek başına “bakın komünistlerin de adayı” var demek de değildir. Türkiye’de komünistler ve devrimciler, sömürü düzenine karşı ezilenlerin sesi olmak için ve bu sömürü düzeni sona ersin diye mücadele ederler. O yüzden solun güçlenmesi halkın elinin güçlenmesi anlamına gelecektir.
Hatay halkı bugün büyük bir hapishanede mahkûm edilmiş gibidir. Bundan birkaç gün önce yağan yağmur sonrasında çadırlarımızı, konteynerlerimizi nasıl su bastığını hatırlayın. Geleceğimizin nasıl ipotek altına alındığını göstermesi açısından önemli bir örnek değil mi?
Barınma hakkımızın, en temel insani ihtiyaçlarımızın ve çocuklarımızın geleceğinin bu lanet olası kapitalist sistem tarafından esir alınmış olması bugün bize dayatılan bu mahkûmiyetin en temel nedeni olarak açık bir şekilde gözler önündedir.
Dediğimiz gibi bizler açısından mücadele bu seçim dönemi ile bitmiyor, hatta Hatay’da yeni bir mücadele, yeni bir örgütlenme dönemi başlatıyoruz.
Biz Türkiye Komünist Hareketi olarak seçim sürecinde kirli pazarlıklara, ilkesiz ittifaklara, halkın çıkarları ile uzaktan yakından ilgisi olmayan rekabetçi bir anlayışa ve günü kurtarma siyasetine girmedik. Devrimci siyasetin gereği neyse onu yaptık. Bugün Hatay’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde sizlerden oy istememizin en temel nedenleri bunlar.
Seçim sonuçları ne olursa olsun seçimlerden sonra Partimizin atacağı adımlar “Toplumcu Yerel Yönetimler Bildirgesi”nde yer alan başlıklar yönünde mücadeleyi yükseltmek olacaktır. Hatay halkı, emekçileri ancak ve ancak örgütlü bir toplum olarak ve bu yönde bir davranış sergileyerek para, rant ve sömürü sistemi ile baş edebilir. Geleceğini kazanabilir.
Değerli Hatay halkı,
Aklı ve vicdanı soldan yana olan Hataylı yurttaşlar,
Hatay’ın emekçi halkının geleceğini düşünen ilericiler, yurtseverler, sosyalist ve devrimci yurttaşlar,
Bizi kıskaca alanlara yanıt verme ve dik durduğumuzu göstermenin zamanı bu zamandır. On binlerce kaybımız oldu, evlerimiz yıkıldı, barınma hakkımız ranta kurban ediliyor, paramız pul oldu. Böylesi bir yaşama mahkûm değiliz!
İşte tam da bu gerekçeler nedeniyle oylar sosyalizme, oylar orak çekice, oylar Türkiye Komünist Hareketi’ne!
<