AKP iktidarı ekonomik krizin faturasını hem emekçilere hem de gençliğe kesmeye devam ediyor. Hayat pahalılığının önü alınamıyor, vergiler arttırılıyor ve asgari yaşam koşullarını sağlamakta güçlük çekiliyorken AKP çözümü yine emekçilerin ve gençliğin cebine elini atarak aramaktadır. Devlet kurumlarını şirketleştiren AKP, piyasalaştırdığı eğitimde de eşitsizliği arttırıp, öğrenciler için eğitimi ulaşılmaz kılmaya devam eden kararlar almaktadır.  

Yemekhane, yurt ve ulaşım resmen haraca bağlanmakta, üzerine devlet üniversitesinde ders alabilmek için öğrenciden harç istenmektedir. Eğitimin ulaşılabilirliğinin azalıp ve parasına göre niteliğinin artmasıyla beraber parasız ve eşit eğitim politikalarının zaruriliği bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. AKP’nin niyeti eğitim vermek değil, kar-zarar hesabı yaparak eğitimi sektör olarak kullanmaktır. Eğitimde ısrar edenlerin payına ise bu düzende ancak soyulmak düşmektedir.  

Öğrencilerin barınma, beslenme, yol ve ders materyalleri için para ödüyor olması zaten var olan eşitsizliği beslemekte bir de bunlara gelen zamlar artık eşitsizlikleri de aşarak soygun anlamına gelmektedir. 

Son olarak yapılan ikinci öğretim zamları ise tüm bunların üzerine tuz -biber olmuştur. Devlet üniversitelerinin görev tanımlarına uygun kararların dışına çıktığı bir gerçektir. 

Az miktarda öğrenciye burs verip geri kalanını krediye mahkûm eden AKP, bu kredi ve burs miktarını hala 1250 TL ile sınırlı tutmaktadır. Temel ihtiyaçlarını da bununla karşılamaya çalışan öğrenciler ders materyallerine veya harçlara para ayırabilecek durumda değildir. Bu kararlar açıkça gençleri eğitimden alıkoymak için alınmaktadır. Eğitime bakış açısı bir an önce değiştirilmeli, eşitsizlik ve paraya tabii tutulma ortadan kaldırılmalıdır. Bu ise soyguncu bir devlet düzeninde değil ancak sosyalist bir ülkede mümkündür. 

Biliyoruz ki AKP’nin devam ettirdiği bu soygun düzeninde çarklar ancak böyle dönmektedir. Emekçinin ve gençliğin sırtından geçinmek patrona ve yandaşa en çok kazandıran yoldur. 

Halkımız sermayenin ve şirketleşen devletin krizlerinin cefasını çekmek zorunda bırakılmaktadır. Ülkemizde gericileşmenin bu kadar arttığı bir dönemde haklarımıza, yaşamımıza sahip çıkabilecek kuşakların yetiştirilmesi için bilimsel, parasız ve eşit eğitim, ekmek-su kadar kritik bir ihtiyaçtır. 

Bu yüzden AKP’ye ve soygun düzenine dur demek için topyekûn bir mücadele kaçınılmazdır. Bu doğrultuda tüm gençleri parasız, eşit, laik, bilimsel eğitim hakkımız için sesimizi ortaklaştırmaya, soygunculara dur demeye çağırıyoruz. 

 

TKH Gençliği 
15.07.2023