
ABD, Katar, Mısır ve Türkiye arasında imzalanan ve Trump Mutabakatı olarak bilinen anlaşma, sadece ABD başkanı Trump tarafından “3 bin yıllık savaşı bitirdik” söylemiyle zafer olarak gösterilmiyor, aynı zamanda AKP ve yandaşlar tarafından da zafer havasıyla propaganda edilmeye çalışılıyor.
Ancak güneş balçıkla sıvanmıyor: İmzalanan bu mutabakat, Filistin davasının aleyhine, İsrail lehine bir anlaşmadan ibarettir.
Erdoğan tarafından imza atılan bu mutabakatta iki devletli çözümden, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilerek 1967 sınırlarına dönmesinden, başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinden bahsedilmemesi dikkatlerden kaçmamalı, üstü örtülmemelidir.
Mutabakat, Filistinlilerin silahsızlandırılmasını barış ve kardeşlik kılıfıyla sunmaktan ibarettir.
Ancak 67 bin Filistinlinin yaşamını yitirmesinden, çocuklar dahil olmak üzere 500’e yakın insanın açlıktan ölmesinden ve yüzbinlerce Filistinlinin göç ettirilmesinden söz etmemektedir. İsrail’in genişlettiği siyasi, askeri, diplomatik ve coğrafi alanlarının onaylanması bugün yandaş medya tarafından ülkemizde zafer havasıyla sunulmaktadır.
İsrail parlamentosunda, İsrail’in işgal ettiği Golan tepelerini artık İsrail toprağı sayan, Gazze kasabı Netanyahu’ya “Savaş bitti, bundan sonra daha nazik olmalısın” diye hitap ederek katledilen Filistinlilerle adeta alay eden Trump’ın maddelerini yazdığı ve çerçevesini belirlediği mutabakatı imzalamak İsrail’in çıkarlarını korumaktan başka bir şey değildir.
Gazze’de savaşın bitmesi ve katliamın durması önemlidir. Ancak Filistin halkının haklarını ve haklılığını savunmak, yaşamını yitiren onbinlerce Filistinlinin hakkını savunmaktan vazgeçmeye neden değildir.
İsrail açısından bir hezimet olduğunu düşününler yanılmaktadır. Filistin davasının taraflarının bütün bölgelerde silahsızlandırılması aslında Büyük Ortadoğu Projesi’nin hedeflerinden birisiydi. Suriye’de cihatçı terör örgütü HTŞ lideri Colani iktidara getirilerek emperyalizme bağımlı bir Suriye rejimi kurulması bu planın en önemli kilometre taşı olmuştur.
Şimdi İsrail ve ABD yarım kalan işlerini tamamlayacaktır.
Bütün bu tabloda Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlığı kusursuz olarak yerine getirilmiştir. Önce Suriye’de Baas iktidardan düşürülerek İsrail’in güvenliği “milli dış siyaset” diye sunulmuş, sonra Gazze’de Hamas’ın hamiliği üzerinden silahsızlandırılması sağlanmıştır.
Yandaşlar buradan zafer göre dursun, güneş balçıkla sıvanmıyor!
Türkiye Komünist Hareketi
Genel Merkez
14.10.2025