Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan dönüşü yaptığı açıklamalarda bir kez daha vurguladığı "Biz muhafazakar devrimciyiz" sözü Erdoğan'ın yaşadığı siyasal sıkışmanın yansımasıdır. Yıllar boyu Türkiye'de ilerleme fikrinin karşısında bir siyasi hareketin parçası olan AKP iktidarı, kökü itibariyle devrimci değil, karşı devrimcidir.
Erdoğan'ın Nazilerin Almanya'da iktidara gelmeden önce kullandığı "muhafazakar devrimcilik" ifadesine sarılması, iktidardaki güç yitimine karşı almaya çalıştığı önlemdir. İktidardaki güç kaybını "ithal" kavramlar imal ederek aşmaya çalışan iktidarın aklı tamamen şaşmıştır. Bilimsel sosyalizmden etkilenen Nuri Pakdil'i "gençlere okunmasını" salık veren Erdoğan, aynı açıklamalarda komünistlere de sataşmayı ihmal etmiyor.
İktidarın aklı şaşkın ama "sınıf kini" değişmemektedir. Anti-komünist özünü saklamaktan sakınmayan Erdoğan, komünistlere klasik iftirasını atarak bir karşı devrimci olduğunu kanıtlıyor.
Türkiye'de bugün kurulmuş olan gerici düzen, Türkiye'nin ve Dünya'nın aydınlık birikimine savaş açan, emekçileri sömüren, ülkenin bağımsızlığını emperyalizme bırakan içeriktedir.
Komünistlere iftira atarak gerici, işbirlikçi, sömürücü özünü saklayamazsınız!
Daha bir hafta önce maden ocağında katledilen emekçiler sizin düzeninizin eseridir. Devrimcilik, emekçilerin kanı üzerinden yükselen bu düzeni değiştirerek olur. Komünistlere atılan bu iftiralar, emekçilerin aydınlık geleceğine atılmaktadır.
Komünistlerin alnı ak, elleri temizdir. Devrimcilik sizin işiniz değil, bizim işimizdir!