0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr

Anayasa değişikliğine hayır!
Anayasa değişikliğine hayır!

İnanç ve vicdan özgürlüğü söylemi ile birlikte kişi hak ve hürriyetler başlığı altında gündeme getirilen ve doğrudan dini bir referansı temel alan anayasa değişikliği, Anayasa’yı dini referanslarla değiştirme girişimidir ve çok tehlikeli bir adımdır.

Mesele, insanların din ve vicdan özgürlüğünü tanıyıp tanımama, dolayısıyla bu başlık altında somut olarak tartışılan, kadınların türban takması ya da takmaması değildir. Komünistler kadınlara yönelik kılık kıyafetleri üzerinden yapılan yasaklama ve dayatmaların karşısındadır. Kaldı ki esas dayatma ve baskı, başta kadınlara olmak üzere bütün topluma dönük olarak dinci ve şeriatçı çevreler tarafından yapılmaktadır. 

Bugün ülkemizde dine yönelik baskı yoktur, tersine dinci baskı vardır.

AKP'nin LGBTİ bireyleri hedef alan ayrımcı ve ırkçı söylemleri ile İstanbul Sözleşmesi'ni bir gecede rafa kaldırması gerici baskı ve yasaklamanın iki örneğidir. Ancak baskı sadece bu iki örnekle sınırlı olmayıp doğrudan her gün yurttaşların yaşam tarzına yönelmektedir. 

Tam da bu yüzden laiklik ilkesi bu baskı, dayatma ve zorlamaya karşı kişi hak ve özgürlüklerini korumak için en önemli kalkandır.

Sorun kılık kıyafet özgürlüğüne ya da kadınların başını örtmesine-örtmemesine karşı olup olmamak değil, Anayasa’yı “dini bir referansla” değiştirme girişimidir. 

1.     Anayasa dini referanslarla değiştirilemez. Böylesi bir adım, teokratik bir devletin ve şeriat rejiminin yolunu açmak anlamına gelir. Çünkü anayasa, devlet biçimlerinin karakterini ortaya koyan temel metindir. 

2.     Anayasa’nın değiştirilmez hükümlerinden birisi laiklik ilkesidir. Böylesi bir adım, laiklik ilkesinin kökten ilgası anlamına gelir. Laik Anayasa’da dini kurallar olamaz. Dini referanslarla yapılacak bir değişiklik Anayasa’nın temel ilkesine ve özüne aykırıdır!

3.     Laik devlet, her türlü inançtan yurttaşlara karşı nötr ve eşittir. Anayasa’nın tek bir din ve hatta bir mezhebe göre yazılması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır.

4.     Din ve vicdan özgürlüğü ile temel hak ve özgürlükler anayasal güvence altındadır. Dolayısıyla, yurttaşların nasıl giyineceğinin tarif edilmesi Anayasa’da yer alamaz. Böylesi bir adım anayasa usulüne de aykırıdır

Bugün gündeme getirilen, türban üzerinden Anayasa’nın dini referansla düzenlenmesi girişimidir. 

Laiklik, aynı zamanda din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Bu anlamıyla devlet işlerinin ve kamu hizmetlerinin dini kurallara göre düzenlenemeyeceği, yerine getirilemeyeceği açıktır. Laiklik, dinin devlet ve toplum idaresine müdahalesinin önlenmesidir. Bunun tersi açıktır ki teokratik bir devlet yönetimidir. 

Bugün türban üzerinden açılmak istenen anayasal gedik, yarın “din ve inanç özgürlüğü” adı altında Medeni Kanun’un, Miras Hukuku’nun ve kadın haklarının da tartışmaya açılması anlamına gelir. Anayasa’da açılacak herhangi bir gedik yarın ‘devletin dini karakteri’ tanımlamasının da gündeme getirilmesine zemin olur. 

AKP, Anayasa’yı değiştirerek şeriat rejiminin yolunu açmak istiyor! Afganistan’da ve İran’da yaşananlar ortadadır.

Buna izin verilemez!

Özgürlük, eşitlik ve inanç özgürlüğü için laiklik!

WhatsApp