0541 515 1920 | iletisim@tkh.org.tr

Kökümüz sağlam, yolumuz açık
Kökümüz sağlam, yolumuz açık

15’leri unutmadık

15’lerin katledilmelerinin üzerinden bir asırdan fazla süre geçti. 

10 Eylül 1920’de Bakü’de Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluşunu gerçekleştiren Mustafa Suphi ve yoldaşlarının aldığı ilk kararlardan biri Parti’nin merkezinin Anadolu’ya taşınması ve emperyalist işgale karşı savaşın içinde fiili olarak yer alınması olmuştur. 

Kurtuluş mücadelesine katılmak için yola çıkarken ülkedeki tüm işçi, köylü ve ezilenlere seslenip emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesini güçlendirme çağrısını yaparken, aynı zamanda, gerçek bağımsızlığın ancak emeğin kurtuluşuyla mümkün olduğunu söylemişlerdi. 

10 Eylül 1920’de kuruluşu ilan edilen Parti’nin beslendiği ana kanallar ulusal kurtuluş savaşı, Ekim Devrimi, başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde gelişmeye başlayan işçi hareketleri, saltanat ve hilafete karşı siyasallaşan aydınlar ve tüm dünyada yükselen uluslararası komünist hareket olmuştu. Kongreye İstanbul’dan, Anadolu’dan ve Rusya’dan komünistler katılmış, kongreyle birlikte tüm komünist grupların tek bir program etrafında bir araya gelmeleri sağlanmış ve dağınık faaliyetlerin merkezileştirip birleştirilmesi yönünde önemli bir adım atılmıştı.

Parti’nin kurulduğu dönem Ekim Devrimi’nin ve Bolşeviklerin Anadolu’da büyük sempatiyle anıldığı bir dönemdir. Devrimin yarattığı muazzam dönüşüm ve sosyalist iktidarın ulusal kurtuluş savaşına yaptığı mali ve askeri yardımlar komünizmin siyasal bir alternatif olmasını beslerken, Suphi’lerin Anadolu’ya geçişleri bu alternatifin siyasal bir güce, dolayısıyla iktidar adayı haline dönüşmesi anlamına gelmiş ve bu olasılığın bertaraf edilmesi için seçilen yol Suphilerin katli olmuştur.

Aradan geçen 101 yıl, 15’lerin katledilmesine rağmen 15’lerin ektiği tohumların kök salmasını engellenemediğini göstermiştir. Aradan geçen on yıllar boyunca, komünist siyasetin ve örgütlenmenin büyümesini engellemek için yapılan tüm baskı ve engellemelere rağmen, partili mücadele kendini hep var etmenin yolunu bulmuş, uygun koşullar oluştuğunda da düzeni sarsacak etkiye ve etkinliğe ulaşabilmiştir.

Bugün ülkemizde eşitlik özgürlük mücadelesi anlamında akla gelen her başlığın kaynağında Suphilerin ve 15’lerin çıktığı bu yol ve partileri vardır. Emperyalizme karşı mücadele, gericiliğe karşı mücadele, laiklik, düzenin siyasi öznelerinden bağımsız bir sınıf siyaseti, işçi sınıfının ve emeğin gerçek temsiliyeti Suphilerin bıraktığı miras dışında tartışılamaz bile…

101 yıl önce katledilen yoldaşlarımızı anmanın güncel anlamı da burada yatmaktadır. Suphiler, 15’ler elbette Türkiye sol tarihinin önemli bir parçasıdır, ama asla tarih değildir. Sosyalizme olan inançlarıyla, Parti’ye olan güvenleriyle, idealleriyle, hedefleriyle, devrimcilikleriyle bugünün mücadelesinin de öğretmenleri ve yanı başımızdaki omuzdaşlarıdır.

Anıları sosyalist iktidar mücadelemizde yaşıyor…

Türkiye Komünist Hareketi
Merkez Komitesi 

WhatsApp